Yalansız yaşam olur mu? / Selim Yalçın yazdı
Çocuklara küçük yaştan itibaren yalan söylemenin ne kadar kötü bir şey olduğu anlatılır.
Çok geçmeden, o çocuk aslında kendisine yalan söylemenin kötü bir şey olduğunu anlatan ve yasaklayan o büyüklerin sürekli yalan söylediklerini keşfeder.
Yalanı ihbar etmemek yalana ortak olmak demektir.
Çocuk yalan söyleyeni yakaladığı an ve bunu belli ettiği zaman da sanki kendisi yalan söylemiş gibi azarlanır, tepki görür.
En çok da söylenen de ’Büyüklerin işine karışma ‘cümlesidir.
Çocuk bu cümleyi işittiğinde ne hisseder ; yalan söylemek büyüklere mahsus bir şey veya başkasının söyledigi yalanı ihbar etmemenin hakkında hayırlı bir şey olduğunu düşünür.
Böylece yalandan suç ortaklıgı dönemine geçilir.
Daha sonra da yalanın çeşitlerini keşfetme dönemi başlar ve bir ömür boyu devam eder.
Batılılar ’da yalanı ayırt etmek için ‘beyaz yalan’ diye bir kavram uydurmuştur.
Beyaz yalan zararsız yalan anlamına gelir .
Daha kötü bir durumun ortaya çıkmasını engelleme amaçlı yalan yani’ faydalı yalan ‘da aynı kavramla ifade edilir.
Yalanlar arasında ilk ayırım , kötü bir duruma düşmemek için söylenen yalanla kendini başkaları karşısında avantaj ya da çıkar sağlamak için söylenen yalan arasında yapılır.
Birinci tür yalan korku ile söylenmiş yalandır .Çiftlerin birbirine söylemiş olduğu yalanlar, öğrencilerin öğretmenlerine ,memurların müdürlerine, müdürlerin amirlerine ,işçilerin usta başına, çırağın ustaya söylediği yalanlar bu kategoriye girer.
Karşıdaki kişi lafı daha fazla uzatmasın diye taraflardan biri karşı tarafın saçmalamasından bıkar ve ‘haklısısın deyip laf dayağından kurtulmaya çalışır.
İnsanların kendilerine haksız çıkar sağlamak amacı ile söyledikleri türden yalanı savunan henüz çıkmamıştır.
Kendine çıkar sağlamak , başkasının hakkından çalmak anlamına gelir ki bu da medeni dünyada aşağılık ve adice bir davranış olarak algılanır.
Kendilerine çıkar sağlamak amacı ile yalan söyleyenler bir hayli de pişkin olurlar.
Yalanları yüzlerine vurulduğu zaman arsız arsız gülerler. Sanki yüzleri cıncık ile sıyrılmıştır.
Yalan ile ilgili çeşitli bilimsel çalışmalarda yapılmıştır. Birinci si tabii ki’ PARA’ dır.
Kişisel çıkar sağlamak amacı ile söylenen ve de abartılan yalanları kapsar.
İkinci si ise ‘ SEKS’ üçüncüsü ise ‘ OKUMAK’ tır.
İnsanlar kendi cinsel faaliyetlerini abartarak anlatma konusunda eşittir.
Kimi bunu düpedüz yalan söylürek yapar kimisi de ‘yalan yakın doğru’ söylüyerek yapar.
Okumak ile ilgili yalanlar üçüncü ve en yaygın yalan türü olarak , tabii ki toplumun hem an alt kesiminde hem de en üst kesiminde yaygındır.
Alt sınıflardan kimse filanca kitabını okuduğunu söylüyerek yalan atmayı düşünmez.
Çünkü böyle bir yalan ile prim yapması söz konusu olmaz.
Toplumun nabzını tutmayı amaçlayan kamuoyu araştırmalarında sık sık ‘kaç kitap okudunuz,hangi gazete ve kitapları okuyursunuz tarzında sorular sorulur.
Tabii ki bu istatistikler hep yüksek çıkar.
‘Yalan yakın doğru ya da ‘dogruya yakın ‘ yalan gibi fiiller ise çok çalışmayı gerektirmektedir. Bunların başarı oranıyla kalitesi, bunu kullanan kişinin deneyimi zekası çok yakından bağlantılıdır.
Yalan olmasaydı hayatımız bir çok yönü ile gereksiz güçlüklerle dolu olurdu.