Asgari ücret ne olacak? / İsmet Özçelik
2026 yılında uygulanacak asgari ücret…
Şu anda ön çalışmalar sürüyor.
Asgari Ücret Tespit Komisyonu…
İşçi, işveren, hükûmet temsilcilerinden oluşuyor.
Hükûmet 5 kişi, işveren 5 kişi.
İşçiyi de 5 kişiyle Türk-İş temsil ediyor.
Hükûmet, işveren birlikte hareket ediyor.
Yani 10’a 5.
Onlar ne derse o oluyor.
TÜRK-İŞ ÇEKİLDİ
Türk-İş komisyondan çekildi.
Ergün Atalay kararlı.
“Yönetmelik değişmeli.
5 kişi işveren, 5 kişi biz olalım.
Bir de tarafsız biri olur.
Aksi halde komisyona katılmayız.” dedi.
AÇLIK SINIRININ ÇOK ALTINDA
Asgari ücret deyip geçmeyin.
Eskiden böyle değildi.
Şimdi Türkiye’de esas ücret oldu.
Milyonlarca insanın maaşı.
Geçen yıl belirlenen asgari ücret.
22 bin 104 lira.
Türk-İş’in araştırmasına göre açlık sınırı…
Ekim ayında 28 bin 412 lira.
Daha kasım, aralık var.
30 bine yaklaşacak.
Asgari ücret açlık sınırının 7-8 bin lira altında.
Kabul edilebilir bir durum değil.
NE OLACAK
Asgari ücret ocak ayında ne olacak?
Uluslararası derecelendirme kuruluşları…
Standard&Poor’s, Fitch ve Moody’s…
Türkiye’nin notunu hafifçe yükselttiler.
Ama bir de şart koydular…
“2026 için asgari ücrette yapılacak artış…
Gerçekleşen enflasyon baz alınmasın.
Hedef enflasyon kadar olsun.”
Ekonomi yönetiminin eğilimi de bu yönde.
KONUŞULAN RAKAMLAR
Merkez Bankası çevreleri…
Mehmet Şimşek ekibi…
Yüzde 18-20’leri konuşuyor.
En yüksek yüzde 25 telaffuz ediliyor.
Yüzde 25 artış 27 bin 630 lira ediyor.
Açlık sınırının en az 3 bin lira altında.
Belirlenecek asgari ücret…
12 ay geçerli.
2026 sonuna kadar açlık sınırı sürekli artacak.
Asgari ücretin iki katına yaklaşacak.
Ev kiralarındaki yasal artış…
Düşünülen rakamın iki katına yakın.
Asgari ücretlinin geçimi…
Daha da zorlaşacak.
YILBAŞI KÂBUSU
İş dünyasından önemli isimler…
Ekonominin son durumunu tartışıyoruz.
Endişeleri giderek artıyor.
Sürekli “yılbaşı kâbusundan” söz ediyorlar.
Nedenini de şöyle açıklıyorlar:
“Ekonomide işler iyi değil.
İzlenen politika duvara dayandı.
Üretim desteklenmiyor.
Kredi kullanmamız giderek olanaksızlaşıyor.
Mevcut faizlerle iş yaparsak batarız.
Hele yatırım hiç mümkün değil.
Çok az bir kesim mutlu.
Onlar da üretenler değil, üretmeden kazananlar.
Büyük çoğunluk mutsuz.
Buna birçok sanayici de dahil.”
EYLÜL VERİLERİ
“Eylül ayı sanayi verileri ortada.
Sanayi üretimi sert düşüşte.
Bunun ne anlama geldiğini en iyi biz biliriz.
Anlayacağınız bu böyle gitmez.
Yılbaşı geliyor.
Çalışanlarımız ciddi bir ücret artışı bekliyor.
İstediklerini yapsak biz batacağız.
Yapmasak iş yerlerinde huzur kalmayacak.
Ne yapacağımızı şaşırdık.
İki işveren bir araya gelince…
Gündemimizdeki ilk konu bu.”
DARALMA
Bu durum sürpriz mi?
Kesinlikle hayır.
İzlenen neoliberal politikaların klasik sonucu.
Enflasyonu düşüreceklermiş.
Bunun yolu da talebi daraltmakmış.
Çarklar yavaşlarsa üretim de düşer.
Oysa ki yapılması gereken üretimi desteklemek…
Bolluk yaratmak.
Enflasyonu bolluk yaratarak düşürmek.
Bize dayatılan program…
İthalatı ucuzlatmak.
Uluslararası tekellerin isteği.
“Batan batar, ayakta kalanlarla yola devam ederiz” mantığı çok tehlikeli.
Türkiye üzerine hesap yapanlar…
Onlar da gelişmeleri izliyor.
Türkiye’yi “Aşil topuğundan”, ekonomiden vurmanın planlarını yapıyor.
Umarız anladığımızda iş işten geçmez.