Yas değil, direniş: 10 Kasım’ın ve Kerbela’nın ortak damarı /Erdem Cömert yazdı
Bugün bir yas gününde yazıyoruz.
Bazı yaslar acının değil, direnişin günüdür. Yas tutanlar, o acıyla değil o acıdan doğan güçle yaşarlar. Tarihte, yasın direnişe dönüştüğü örneklerin en güçlülerinden biri Kerbela’dır.
Hz. Hüseyin’in şehadeti, bir trajediden öte, zalime karşı hakkın ve teslimiyete karşı onurun sembolüdür. Aynı çizgi, yüzyıllar sonra Anadolu’da Mustafa Kemal Atatürk’ün şahsında yeniden can bulmuştur.
Biri 7. yüzyılda, diğeri 20. yüzyılda, aynı sözü söylemiştir: Biat yok, teslimiyet yok.
KERBELA VE ANADOLU: BİAT ETMEYENLER
Hz. Hüseyin, o dönemin iktidarına biat etmeyi reddederken şöyle diyordu:
“Bu soysuz beni iki şey arasında tercih etmeye zorluyor: Ya kılıçla doğranmak ya da zillet, alçalmak…”
Hz. Hüseyin, zilletle yaşamaktansa izzetli ölümü tercih etmemizi öğütlemiştir.
Mustafa Kemal’in “Ya istiklal ya ölüm” kararlılığıyla aynı ruhtur. Hüseyin, Yezid’e biat etmedi; Atatürk de “zamane yezidi” emperyalizme.
Atatürk, emperyalizmi yenerek Anadolu’nun Kerbela olmasını engelledi.
Aşure günlerinde yakılan mersiyeler yürekleri ateşlerken direnişi beslediği gibi, saat dokuzu beş geçe bir dakikalığına duran bedenlerimiz de bilincimizi keskinleştiriyor ve kararlılığımızı tazeliyor.
Hz. Hüseyin’in yası, zalimin karşısında eğilmeyen insanın evrensel sembolüdür. Atatürk’ün ardından tutulan yas da yalnızca bir liderin kaybı değil bağımsızlık fikrine sahip çıkmanın ifadesidir.
İNKARCILAR VE SAHTE DEDELER TELAŞTA
Geçen hafta bu sayfalarda Alevi-Bektaşi Güç Birliği Platformu’nun yayımladığı raporu kaleme almıştık. Bu rapor, tam da bu direniş damarının bugünkü ifadesidir. Alevi toplumu, bu raporla kendi sözünü yeniden kurdu; Anadolu’nun her köşesinden coşku ve sahiplenme geldi.
AB merkezli bölücü çevrelerden, bir de “dede” olduğunu iddia eden sahte kişilerden de yoğun tepki aldık. Zaten bu çevreler saldırmasa, “Acaba doğru yolda değil miyiz?” diye düşünürdük.
Dursun Halifebaba’nın mürşidinden aktardığı bir söz bu duruma tam oturuyor:
“Tüm kalbiniz ve aklınızla, hiçbir beklenti ve hesap içinde olmadan, tevhid ruhuyla bir çaba gösteriyorsan korkma, başarırsın.
“Bu çabanın sonucunu görmeden her şeye rağmen muhalefet eden, bozmaya çalışanlar varsa doğru yoldasın demektir.”
Bugün saygı duruşundayken bunları düşünüyor, yas tutmuyor; hatırlıyor ve direniyoruz. Hz. Hüseyin ve Atatürk’ün biat etmeme iradesi, “zamane yezidi” emperyalizme karşı bağımsızlık ve direniş yolunda bizimle birlikte varlığını sürdürüyor.
Aşk ile…