Dolar 42,2340
Euro 48,8802
Altın 5.629,56
BİST 10.824,63
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 26°C
Parçalı Bulutlu
Adana
26°C
Parçalı Bulutlu
Cum 28°C
Cts 29°C
Paz 29°C
Pts 26°C

İnsanımızı uyuşukluğa mahkûm edenler

İnsanımızı uyuşukluğa mahkûm edenler
21 Kasım 2025 10:57
A+
A-

Nadir Temeloğlu

Ekonomide son günlerde yaşanan manzaraya bakalım:

– İcra dairelerindeki iflas dosyası sayısı 25 milyona yaklaştı. İcra iflas dosyalarının artış hızı geçen yılın 3 katına ulaştı.

– Bireysel kredi borçlusu sayısı 1,8 milyon artarak 43 milyona ulaştı. 18 yaş altı gençleri çıkardığımızda Türkiye’nin yüzde 80’ininden fazlası borçlu.

– Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), önceki gün üçüncü çeyreğin işgücü istatistiklerini açıkladı. Buna göre, her 100 gencin 29’u ne eğitimde ne istihdamda. Gençlerimiz boşta geziyor; dahası bahis, kumar ve uyuşturucu batağına düşecek zemin ortaya çıkıyor.

– Yine yakın zamanda açıklanan Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’na göre, 2022 yılında 4 milyon 498 bin 852 olan sosyal yardım alan hane sayısı, 2024 yılının sonunda 4 milyon 574 bin 684’e yükseldi. TÜİK’in dört kişilik hane hesabıyla Türkiye’de sosyal yardıma muhtaç kişi sayısı 18 milyon 298 bin 736’ya ulaştı.

Manzara pek iç açıcı değil. Çiftçi üretemiyor, işsizlik almış başını gidiyor, sanayici çarkını çeviremiyor, esnaf kepenk kapatıyor, iflaslar dört bir yanımızı sarıyor…

Tüm bunlar, artık pansuman tedavilerin değil köklü çözüme ihtiyaç olduğunu bize gösteriyor.

SADAKA VAADİNDE YARIŞANLAR

Fakat iktidar ve Atlantikçi muhalefete baktığımız zaman, kaynak göstermek, çözüm üretmek, istihdamı artırmak yerine topluma sadaka sunduğunu görüyoruz.

Bugün Türkiye gazetesinin manşetinde bu durumu bir kez daha gördük. “AK Parti’nin bir vaadi daha hayata geçiriliyor.” üstbaşlığının altında şöyle bir manşet lafı görüyoruz: “Vatandaşlık maaşı yolda.”

Haberde ayrıntılara da yer verilmiş:

“Her ailenin en az asgari ücret seviyesinde gelire sahip olması sağlanacak. Proje hane bazlı uygulanacak. Aileden biri işgücüne katılana kadar ödemeler devam edecek. Sosyal yardım sistemi gözden geçirilecek. Aile odaklı, fert başına asgari bir geliri garanti edecek şekilde yeniden kurgulanacak.”

İnsanımızı uyuşukluğa mahkûm edenler - Resim : 1

Ayrıca haberde, vatandaşlık maaşının AK Parti’nin 2023 seçim vaadi olduğu belirtiliyor.

Bakıyoruz aynı vaat CHP’de de var. 7 Eylül’de CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yeni parti programından bazı ayrıntılar paylaştı. Cumhuriyet gazetesi bunu 8 Eylül’de “Temel yurttaşlık geliri olacak” sözleriyle manşetinden duyurmuştu.

Özel şöyle diyordu: “Her Türk vatandaşının bir temel geliri olacak. (…) Her haneye, kişi başına düşecek ve ona barınacak, ısınacak, karnını doyuracak şartları sağlayacağız. Bunun için bir sabit gelir olacak. Örneğin; 50 bin liranın altında geliri olan hanenin geliri bu sayıya tamamlanacak. Devlet iş bulamıyorsa, o parayı verecek.”

İnsanımızı uyuşukluğa mahkûm edenler - Resim : 2

ZİHNİYET DEVRİMİ ÜRETİM DEVRİMİ

Türkiye’nin en büyük değeri insan kaynağı. Her ne kadar bazı sıkıntılar olsa da, genç nüfusu var. Fakat biz bu insan kaynağını sadaka ile çalışmadan oturmaya, emeğiyle değil kolay yoldan para kazanmaya, devinimsizliğe, uyuşukluğa yöneltiyoruz.

Türkiye’nin kaynaklarını da boşa harcıyoruz. Türkiye’nin kaynağı var. Türkiye’nin alın teriyle üretilmiş ve yurt dışı bankalarına götürülmüş 500 milyar doları bulunuyor. Yine banka kasalarında kilitli 500 milyar dolarlık altın var. Bankaların fahiş kârları var. Bunları yatırım ve istihdama yöneltmemiz gerekirken, bırakın ekonomiye kazandırmayı, kaynaklarımız sadakaya gidiyor.

Elbette yaşlılara, sakatlara, hastalara insana yakışır hayat koşulları sağlamak, devletin görevidir. Fakat çalışabilecek insanımıza sadaka dağıtmak yerine iş vermek, ekonomik kalkınma yanında toplumsal sağlık ve ahlâk için de gereklidir.

Sadaka vaatleri, Türk milletinin de onurunu kırıcı niteliktedir.

Türkiye’yi sadaka değil, planlama, tasarruf, yatırım, üretim, istihdam, adil paylaşım ilkeleri kurtarır.

Bunun için de Üretim Devrimi şarttır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.