Babalar en son duyar (mış?) / Editör’den
Babalar en son duyarmış denilir ya!
Kamuoyunda bu deyim Saraçhane tiyatrosu ile birlikte yeniden gündeme geldi.
ABD kendi adayını Saraçhanede açıkladı.
İmamoğlu Meral ablası ile birlikte otobüsün üstüne çıkarak mağdur rolü oynamaya devam ederek Babası seferde iken tahta çıkmaya çalışan şehzade rolünü iyice oynadı.
Ancak İmamoğlu ve Gladyonun kraliçesinin rüzgarı çok kısa sürdü.
Kılıçdaroğlu Almanya seferinden hızla döndü ve duruma el koyarak buranın ‘’horozu’ benim dedi.
Önce Akşenere partimizin içişlerine karışmayın mesajını gönderdi ardından İmamoğlunu Grup toplantısına çağırarak deyim yerindeyse kulağını çekti uslu uslu yerinde otur mesajı açıkça verildi.
İmamoğlu kürsüye çağrılmayı bekledi ama nafile!
İmamoğlu durur mu yaramazlığa devam ediyor tabi ki.
Son olarak CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanları toplantısından sonra açıklanan bildiri de Kılıçdaroğluna tam bağlılık mesajı verildi.
Ama Saraçhaneye koşa koşa giderken ‘’Ekrem Kardeşime destek olmaya gidiyorum’’ diye mesaj veren bazı Başkanlarında bizzat Kılıçdaroğlu tarafından uyarıldığı da söylenmektedir.
Özet olarak geline nokta hem altılı masa için hem de CHP için tam anlamıyla ibretlik.
Kılıçdaroğlu kendisini babaya partisini de aileye benzeterek İmamoğluna da evlatlık payesi vermeyi unutmadı.
Ama ailesinde dedikodu kazanı kaynıyor.
Kimse kimseye sırtını dönemiyor.Oğullar,kızlar,damatlar, gelinler hepsi ayrı hinlik peşindeler.
Şehzadeler elde hançer hepsi birbirini kolluyor.
Hepsinin ayrı ayrı bağımsız ve tarafsız gazetecileri var.
Birbirlerini medyacılar üzerinden laf sokmayı da unutmuyorlar.
‘’Bir an düşünelim bütün aile fertleri aynı sofrada buluşmuşlar,hepsinin birbirlerin fesatça baktığı,ince ince laf soktuğu gelinin görümceye,eltilerin birbirlerine,kardeşin ablaya, eniştelerin herkese diş bilediği sofrada gariban aile reisi ise her şeyin yolunda olduğunu zannederek mutlu mesut olduğu film sahnesi gibi altılı masada olup bitenler’’.
Ha bu arada sürekli laf taşıyan uşaklarında var olduğunu unutmayalım!
Kendi partisi ile değil de başka bir parti ile bu kadar organik ilişki kuran İmaoğlunun davranışı siyasi nezaket ve ahlak kurallarına ne kadar uygun olup olmadığı kamuoyunca tartışılmaya devam ediyor.
Kendi partisinin Genel Başkanının yurt dışına çıkmasını fırsat bilip başka bir partinin genel başkanı olan Gladyonun Kraliçesini otubüsün üzerine çıkarmak fırsatçılık değil de nedir?
Bunun bir açıklaması olması gerekmez mi?
Neyse‘’beynimiz yakmadan’’ yazıyı bitirelim.