Dolar 32,5047
Euro 34,9280
Altın 2.437,64
BİST 9.716,77
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 34°C
Az Bulutlu
Adana
34°C
Az Bulutlu
Cum 31°C
Cts 31°C
Paz 30°C
Pts 29°C

Çağımız Yeni Ortaçağ mı?

14 Mart 2021 21:32
A+
A-

Evet günümüzde yaşadığımız çağın adı nedir diye soracak olursak çok çeşitli yanıtlar almamız mümkündür.

Kimileri bilim ve teknoloji çağı der, kimileri iletişim ve bilgi çağı der.

Ama yaşadığımız günler adeta cadı kazanlarının kaynatıldığı, türlü tertip ve kumpasların yapıldığı, günlük çıkar ilişkilerinin hakim olduğu, toplumda güvensizliğin hakim durumda olması, toplumsal ilişkilerin etnik ve mezhepsel kökenlere dayandırılmaya çalışılması, hemşericilik temelinde, mezhepsel temelde örgütlenmelerin teşvik edildiği bir dönemde yaşamaktayız.

Dünyada özellikle Ortadoğu coğrafyasında emperyalizmin kışkırtması ve oyunları sonucunda, mezhepsel kavgalar,  kan ve gözyaşı dökülen, yüz binlerce insanın mülteci konumuna düştüğü bir dönemde yaşamaktayız.

Cadı kazanı, şehirlerin surlarla bölünmesi ile oluşturulan gettolar, insanlığın zekası ve aydınlanma birikimi ile alay eden bir yobazlık, bilimsellik kılıfı adı altında  yapılan türlü hokkabazlıklar, etnik ve dini   aidiyetleri ön plana çıkartarak  toplumsal kimlikler oluşması, tefecilik, faizcilik, ırkçılık, yabancı düşmanlığı,  özelliklede  suçluluğun ispatı yerine suçsuzluğun ispatının  esas alınması, işte bütün bunların yaşandığı  toplumsal düzenin adı nedir sizce?

İşte bütün bunlara bilimin aydınlattığı, milyarlarca  ışık  yıllık mesafeye karşın siyasal ve toplumsal yaşam zemininden dışlanmasını, kapitalizmi bile boğan mafyokrasiyi, ulusal devrimlerin takvim yapraklarında   anıldığı  bir çağda ulus öncesi   aidiyetlerin  yeniden baş tacı edildiği, üstelik  bunun ‘çok kültürlülük’ , ‘Solculuk’ adına yapılmasını da eklediğimizde Ortaçağ’ın  başına ‘YENİ’ sıfatını da eklediğimiz zaman yaşadığımız çağ  Yeni Ortaçağ’ın ta kendisi değil midir?

Yaşadığımız çağ üretimi değil tüketimi, asalaklığı, sıkıntıya  katlanmadan kolay para kazanmayı teşvik ederken ve bu ahlaki yapıyı önermektedir. Üretimden kopmuş, asalakçı, rant, faiz ve para spekülasyonu ve borsa oyunları ile geçinen bir mafyalaşmış burjuvazi türemiştir.

Emek değil, tüketim kutsanmaktadır.

Toplumsal yaşamda fakirlik kurumsal bir  hale getirilmiş, insanlar üretmek yerine  sadaka  ekonomisi ile  tutsak alınmıştır. Kentsel rantlara, ihale ve sıcak para oyunları ile hırsızlık ve rüşvete dayalı türedi zenginler üretilirken, insanlar üretim dışına sürülmüş, önemli bir kısmı açlık sınırına mahkum edilmiş geniş bir yoksullar kitlesi yaratılmıştır.

Zihinsel devşirme operasyonu ile sürüleştirilmiş kitle, sadaka  ekonomisine mahkum hale gelmiştir.

İşte bu ortamda bu sistemin “Yeni” türedi zenginleri, kendilerini Ortaçağ’ın soyluları olarak görmektedir.

Kendilerini de toplumda derebeyliğin, ağalığın, dindarlığın, cömertliğin simgesi olarak görmektedirler.

Yeni Ortaçağ’ın  göstergesi değil midir bütün bunlar!..

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.