Dolar 41,3139
Euro 48,5712
Altın 4.834,19
BİST 10.841,98
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 34°C
Az Bulutlu
Adana
34°C
Az Bulutlu
Sal 34°C
Çar 34°C
Per 32°C
Cum 33°C

Devlet AŞ / Nadir Temeloğlu

Devlet AŞ / Nadir Temeloğlu
15 Eylül 2025 12:36 | Son Güncellenme: 15 Eylül 2025 12:37
A+
A-

Bugün belediyeler neredeyse tamamen anonim şirket haline dönmüş durumda.
Kültür AŞ, Medya AŞ, Ağaç AŞ, İSPARK AŞ, İSFALT AŞ…
Bu anonim şirketlik, taşeronlaştırma tamamen ranta ve vurgunculuğa dönmüş durumda. Bunlar artık, “Götür AŞ”, “Çal AŞ”ye evrildi. Yaşanan operasyonlar, özelleştirme sisteminin sonucunu gözler önüne seriyor. Özel kâr ve şirket çıkarı, kamu hizmetinin önüne geçti. Emekçinin hak ve hukukunu gasp etti. Kentlerimizde ne facialar önlenebiliyor ne işçi hakkını alabiliyor ne de vatandaş huzurlu bir şehir bulabiliyor.

2026’DA ÖZELLEŞTİRME HEDEFİ 185 MİLYAR TL

Sadece belediyeler değil, devlette de durum benzer. 12 Eylül’den sonra küreselleşme programı, bir karşıdevrim yarattı. 24 Ocak 1980 Kararları, bir dönüm noktası oldu. Üretici kambur ilan edildi. KİT’ler özelleştirildi. Çiftçiye destek kaldırıldı. Gümrükler indirildi, kimi mallarda kaldırıldı. Yabancı paranın giriş çıkışı serbest bırakıldı. Sendikalar ve halk örgütleri bastırıldı. Devlet küçültüldü.
Eskiden fabrika açmakla övünen devlet, şimdi özelleştirme ile övünmeye başladı. Bugün bile programlarda, büyük özelleştirmeler yer alıyor. AK Parti hükûmetinin önceki günlerde ilan ettiği Orta Vadeli Program’da 2024’te 18,1 milyar TL olan ve 2025’te 21 milyara çıkması beklenen özelleştirme gelirinin, 2026’da dokuz kat artarak 185 milyar liraya ulaşması planlanıyor. Peki, bu özelleştirmede hangi kurumlar var? Elektrikten madene, iletişimden denizciliğe en önemli alanlar…

DEVLETİ ŞİRKET OLARAK GÖRMEK

Özelleştirme, üretimde yıkım ve borç batağını getirdi.
İşsiz ordusu yaratıldı. Dahası, devlet sadakayla övünür oldu. Devlet bütçesinden büyük bir kaynak, (30 milyardan fazlası) çalışabilir durumda olan kişilere aktarılmaya başlandı.
Bugün iktidarın da muhalefetin de topluma iş değil, sadaka önerdiği politikalar açıkladıklarını görüyoruz. (Bakınız: Nadir Temeloğlu, CHP yine sadaka önerdi, aydinlik.com.tr, 8 Eylül 2025.)
Buraya kadar şundan dolayı yazdık. Gazeteleri okurken Yeni Şafak’tan İhsan Aktaş’ın yazısının başlığını gördüm: “Yatırım sonrası devlet tasavvurunda yeni paradigma: ‘Devlet versin’ devri bitti.” Yazıyı heyecanla okumaya başladım. Yolsuzluk ve ranttan bahsetmesi, heyecanımı artırdı. Dedim herhalde, kamuculuğa bağlanacak. Şöyle diyor İhsan Aktaş: “Türkiye de benzer bir süreci geride bırakıyor. Son on beş yıl, bol kaynaklı ve yatırım odaklı bir dönem olarak yaşandı. Devletin ‘kaynak aktaran’ rolü, memleketin hemen her sorununa çözüm üreten bir araç gibi görüldü. Fakat bugün, bu yaklaşımın sürdürülemez olduğu açıkça görülüyor. Yeni dönemin paradigması, ‘devlet versin’ anlayışının sona erdiğini kabul etmekle başlıyor. Devletin de tıpkı bireyler ve şirketler gibi sınırlı bir bütçesi var. Bu bütçenin çıkar gruplarının taleplerine göre değil, kamu yararı gözetilerek ve hükümetlerin hakemliğiyle dağıtılması gerekiyor.” Aktaş, yatırım yapılması gereken alanları da açıklıyor: “Türkiye, bundan sonra bütçe disiplinini sosyal politikalar, eğitim, sağlık ve teknolojiye yönlendirmelidir.”

DÜNYADA DEVLETİN KAYNAK AKTARDIĞI DÖNEMDEYİZ

Devleti bir şirket gibi görmek en temel yanlış.
Bugün “bütçe disiplini” ezberiyle üretime kaynak aktarılmamasını savunanlar kimler? Neoliberal ekonomistler. Fakat uygulamada nedir? Yüksek faizle sanayiyi daraltmak, çiftçiyi topraktan koparmak, esnafı kepek indirmeye zorlamak, orta ve dar gelirlinin kemerini daha da sıkmak…
Sayın Aktaş’ın bütçe disiplinin ayırmak gerektiği belirtilen alanlar da dahi, üretim olmadan nasıl buralara kaynak aktarılacaktır? Bu sorunun yanıtı havada kalıyor.
Sayın Aktaş’ın söylediği hayatın gerçeklerine de aykırı. Dünyada ABD bile bugün devlet kapitalizmine doğru yöneliyor. Yani devletin kaynak aktardığı bir süreçteyiz. (Nadir Temeloğlu ABD Devlet Kapitalizmine mi yöneliyor?, Aydınlık, 2 Eylül 2025) Hatta bugün ABD basının, Trump’ın Çin’i kopyaladığı bile yazılıp çiziliyor: “Yeni model, özel sektör gelişimine izin verirken devlet mülkiyeti ve kontrolünü vurgulayan Çin modeline daha çok benziyor.” (Seth Levine ve Elizabeth MacBride, Trump Is Copying China. That’s a Terrible Idea., New York Times, 12 Eylül 2025.)

GÜNÜN GÖREVİ DEVLETİ ÖZEL ÇIKARCILIKTAN KURTARMAK

Yeni devlet tasavvuru, ancak “üretim için tasarruf ve yatırım” mantığıyla kurulursa başarı kazanabilir.
Buna adil bölüşümü eklemek de mümkündür çünkü bugün kaynakların dağıtımında ciddi sorunlarla karşı karşıyayız.
“Devlet versin”i bitirmek sorunu çözmüyor. Doğru soru “devlet nereye versin”dir.
Elbette sadakacı partiler gibi, bol keseden dağıtmak değil, Üretim Ekonomisi inşa etmek için tasarruf yapmak ve yatırım yapmak zorunludur.
Bugün Türkiye’de işsizliğe son vermek, daha çok insanı üretim sürecine sokmak için kamu kaynaklarını büyütmek zorundayız. Bu da bir disiplinle başarılabilir. Millî devletlerin sağladığı kamu disiplini ve toplum disiplini artık insanlık için biricik çıkış yoludur.
Öte yandan, şirketler giderek daha fazla iflasın eşiğindedir. İflas eden işletmelerin kamulaştırılmasına öncelik verilmesi de yine istihdamı korumak ve üretimi sürdürmek açısından zorunludur.
Günün görevi devleti özel çıkarcılıktan kurtarmaktır.
Devlet basit bir şirket mantığıyla yürütülemez.
Devlet sınırlı bütçeyle yönetilen değil, kaynak yaratandır.
Devlet yönetimi, kaynakların kullanılmasında önceliklerin belirlenmesini gerektirir.
Devleti AŞ olarak yönetirsen, o zaman devlet olamazsın. Parayı veren düdüğü çalar. Gelir seni tekeller yönetir.
Dünyanın kamuculuğa yöneldiği koşullarda, kamucu ağırlıktaki ülkelerin daha çok büyüdüğü koşullarda, devletin yatırımlardaki payını artırmak dışında bir çözüm de bulunmuyor. Türkiye bu sürecin dışında kalamaz. Kaynak: Aydınlık

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.