Dolar 32,5681
Euro 35,0219
Altın 2.427,05
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 31°C
Az Bulutlu
Adana
31°C
Az Bulutlu
Cum 32°C
Cts 32°C
Paz 33°C
Pts 29°C

Ekonominin tansiyonu / Niyazi Koç yazdı

Ekonominin tansiyonu / Niyazi Koç yazdı
17 Nisan 2022 18:56
A+
A-

Ekonominin tansiyonu bir düşüp yükselirken şimdilerde  yüksek tansiyon havası hakim durumda.

Küresel gelişmeler ise her geçen gün bizleri de bir şekilde etkilemektedir .

Fakat  olumlu gelişmeler olmasına rağmen şunu kabul etmeliyiz ki Türkiye ekonomisi yüksek tansiyon hastasıdır.

Gerçek olan da budur.

 Tansiyon  hastaları  da  sürekli ilaç kullanmak zorundadır.

Yıllardan beri  ekonomiyi  yönetenler, büyüme masalları anlatanlar, gelir seviyemiz artıyor yalanlarını sıralayanlar , sıcak para ekonomisinin bayraktarlığını yapanlar ve bu yalanları ile  milleti uyutanlar, özelleştirme adı altında  üretim ekonomisinin  köküne kibrit suyu dökenler, fabrikaları  rant uğruna  peşkeş çekenler ,bul  karayı  al parayı ekonomisinin şampiyonluğunu  yapanlar için yolun sonu gözükmüştür.

Çünkü ekonomiyi yönetenler son günlerde büyük bir telaş içindedir.

 Ekonomi kurmayları  yapılan basın toplantılarında krize  kesin çöümler bulmak ve yapmak yerine pansuman tedavilere  devam ediyorlar yani oyalanmaya devam  özetle;

 ’Krizle yaşamaya devam’

 AKP  iktidarı   artık ekonomi yönetiminde duvara dayanmıştır. Çıkmaz da olduklarını ‘Güçlü ve Dengeli Büyüme İçin Yapısal Dönüşüm’ başlatmaları bile krizin itirafından başka bir şey değildir.

Şu an  sadece  çöken yapıyı ‘dönüştürme’ telaşına düştüler.

Türkiye  ekonomisini  dünya ekonomisi  ile bütünleştirme adı altında herkesi tüketim ekonomisinin çıkmazına sürüklediler.

Bu yapıda herkes borçlandı! Herkes hasta! .

 Açıklanan   programlar  ile  Borçlanma Ekonomisinin devam edemeyeceğini de ilan edilmiştir açıkça.Yani Özal ‘la balayan sıcak para ekonomisi  sürdürülemez  hale gelmiştir.

Turgut Özal ile başlayan  ve  AKP iktidarı ile devam eden  Borçlanma Ekonomisinin  sonunun geldiği bizzat   uygulayıcıları  tarafından ilan edilmiştir.

 Bu durum Okyanuslara   küreksiz açılmaktan başka bir şey değildir.

Ekonomide fırtınaların kopacağını bir türlü anlamak istemediler.

Gökyüzünde karabulutların toplandığını göremediler, yer altından gelen uğultuları duyamadılar.

Paranın giriş çıkışına devam denetimi kaldırdınız, denetimsizliğin ne olduğunu halen  anlamak  istemiyorlar.

Gümrükleri  kaldırdınız ,  şimdilerde de  lüks tüketime yeniden  vergiler koymaktan bahsediyorsunuz. Ülkeyi açık Pazar haline getirip   ithalat cennetine çevirdiniz.

Üreticinin belini kırdınız, şimdilerde üretim ekonomisinden bahseder oldunuz.

 Tarıma verilen destekleri  kaldırdınız, şimdi tarıma destekten bahsediyorsunuz.

Niçin  Mafya-tarikat  Ekonomisine yol verdiniz, şimdilerde kayıt dışı ekonomiyi    sınırlamak şimdi mi aklınıza geldi?

Merkez bankasını  döviz büfesine dönüştürdünüz, şimdilerde ise  Merkez Bankasına  sığınır oldunuz.

Şimdilerde ise peş peşe açıklanan ‘ Yapısal  Dönüşüm  Planlarıyla artık  ‘ Türkiye’nin mecburiyetleri önünde  diz çökmektedirler.

 Mecburiyetler üretim ekonomisine yönlendirmektedirler.

Türkiye’nin önünde kaçınılmaz olarak ;

 Milli  Direnme Ekonomisi var,Devletçilik var,Halkçılık var! Plan var !.

Üretim ekonomisi var!

Yerli   üreticinin   desteklemesi var!

 Yerli Malı  Yurdun Malı  anlayışı var !

 Avrupa Gümrük Birliği ile ilişkilerin  gözden  geçirilmesi var! Derhal çıkılması  zorunlu hale gelmiştir.

İthalatın daraltılması  var.İthalata  bağlı ihracatın sonuna gelinmiştir.

Kamu   kurumlarını yeniden canlandırılması var.

Bütün bunlar  Türkiye’nin  önündeki mecburiyetlerdir.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.