Fiyat sormak ilk adımımız olmalı / Ahmet Coşkunaydın
Günlük hayatımız boğuşmalar, çekişmeler ve çilelerle geçiyor adeta. Trafik, ulaşım, işe gidiş ve dönüş, rahmetli annem Saliha Coşkunaydın’ın deyimiyle ömür törpüsüne dönüştü. Neyse bunları bir an için unutalım ve asıl soruna gelelim.
Benim bulabildiğim tarif jungle ekonomisi, ya da silahsız soygun. Bu arada izninizle artık günlük hayatımız giren yapay zekâya sorduğum ve jungle ekonomisi ile ilgili sorumun cevabını da noktasına ya da virgülüne dokunmadan buraya aktarıyorum : “Jungle ekonomisi” (Türkçede bazen “ormanın kanunu ekonomisi” olarak da geçer) resmî bir ekonomik terim değildir; daha çok mecazî bir ifade olarak kullanılır.
✔️ Ne anlama gelir?
Jungle ekonomisi, ekonomide kuralsızlığın, denetimsizliğin ve güçlünün zayıfı ezdiği bir düzenin oluştuğu durumu anlatır.
Yani “güçlünün hayatta kaldığı, zayıfın yok olduğu” bir ekonomik ortam.
✔️ Nerelerde kullanılır?
• Düzenleme ve denetim olmayan ülkeler/ piyasalar
• Enflasyonun çok yüksek olduğu, insanların sürekli aldanabildiği ortamlar
• Yolsuzluk, mafyalaşma, kayıt dışılık gibi unsurların ekonomiye yön verdiği dönemler
• “Kurallar değil, güçlü olanın dediği olur” düşüncesi hâkimse
✔️ Özellikleri
• Fiyatlar kontrolsüz değişir
• Piyasada üstün güç sahibi gruplar belirleyici olur
• Hukuk güvensizdir
• Küçük işletmeler ve tüketici korumasız kalır
• Ekonomik adalet bozulur ‘
İşte günümüz bu açıklamaya göre geçiyor nerdeyse.
Sessizce, silah doğrultulmadan çay satandan, sigara satana kadar, daire satandan, otomobil satana kadar karşımızdakinin insafına kalmış durumdayız.
Benzer ekonomik ortamın yaşandığı Brezilya’da bulunduğum dönemde, her an satıcılar tarafından soyulduğumu anlayınca, yerli arkadaşlarıma sordum.’ Bu nedir diye !’.
Bana bu ülkede ne alırsan al, ne yersen ye önce fiyatını sormalısın. yoksa, satıcının insafına göre ödem ek durumunda kalırsın demişlerdi.
Aynı şekilde hocam Haldun Simavi, ‘Bu ülkede (Türkiye’de), insanlar satın almadan önce fiyat sormayı öğrenene kadar enflasyon önlenemez ‘’ derdi.
Çok taze yaşanmış iki basit örnekle konuyu açıklayayım, bir apartman toplantısı için, bar grup insan, bir çay bahçesinde boş bir masada oturuyorlar, konuşuyorlar, toplantılarını bitirip, hesabı ödemeye gidiyorlar. Önceden biliyorlar ki, çay orada 10 lira.
İşletmeci diyor ki, 500 lira masa işgal ücreti ödeyeceksiniz. İtirazlar, tartışmalar, geri adım atan işletmeci bu kez de öyleyse, çayı 10 lira değil, 15 liradan ödemek zorundasınız.’ Diyerek istediğini yaptırıyor.
Alın size ‘vahi piyasa yasası.’
Ortada silah yok tehdit yok, ama keyfine göre biraz da gönüllü tahsilat söz konusu.
İkinci basit örnek, çok ünlü ve kamuoyunun çok yakından tanıdığı bir yöneticinin naklettiği, her gün sigara alından ve fiyatı sabit yani 100 lira olan sigaranın, kendisine 100 lira uzatıldıktan sonra, ‘Abi 5 lira daha ver !’ şekkinde yaşanışı.
İtiraz edilince, bunun fiyatı 100 lire değil mi ? cümlesine verilen cevap, ‘Abi kiram çok yüksek, onun için kendim zam yaptım !’
İşte herkes kendi kafasına göre fiyat belirliyor ve sizden onu tahsil etmeye kalkıyor. Kimi zamanda da, zora bile baş vuruyor, ya da vura biliyor. Bunun önüne geçmenin tek yolu, bizlerin limon bile alırken, önce fiyatını sormamız.
Enflasyonla toplum olarak başa çıkabilmek için bizlere de kişisel olarak sorumluluklar düşüyor.
Bunlara uyar ve uygularsak, vahisi soygun ortamından yani jungle ekonomik ortamından kurtulabiliriz. Yoksa, günümüzün her anında, silahsız, kibar ya da kaba soyguncular tarafından ceplerimiz boşaltılır…