Dolar 41,0433
Euro 47,7227
Altın 4.458,06
BİST 11.529,81
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 35°C
Parçalı Bulutlu
Adana
35°C
Parçalı Bulutlu
Çar 35°C
Per 35°C
Cum 34°C
Cts 34°C

Helalleşme değil hesaplaşma

Cumhurbaşkanı’nın masasındaki Alevi açılımına ilişkin konuşan Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Av. Erdem Cömert, ‘Raporu yazan kişiler hedefe Cumhuriyet’i koymuşlar. Bizi ayrıştırmaya çalışıyorlar. Buna da helalleşme diyorlar. Bu Cumhuriyet’le hesaplaşmadır.’ dedi.

Helalleşme değil hesaplaşma
27 Ağustos 2025 10:18
A+
A-

Cumhurbaşkanlığı Sosyal ve Gençlik Politikaları Kurulu Üyesi Dr. Ali Arif Özzeybek ve Gazeteci Mehmet Çek imzasıyla ‘Milli Birlik ve Beraberlik Çalışması’ hazırlanmıştı. Cumhurbaşkanlığına da sunulan raporda, Alevilere yönelik bazı düzenlemeler öne çıkmıştı. Ulusal Kanal’da, “Türkiye ve Dünyada Yaratılmak İstenen Alevilik Gündemi” konulu özel yayında söz konusu rapor tartışıldı. Ulusal Kanal İstihbarat Şefi Dilek Doğan’ın sunduğu programa Prof. Dr. Caner Işık, Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Sekreteri Ali Rıza Özkan ve Horasan Erenleri Dernekler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı Avukat Erdem Cömert konuk olarak katıldı. Cömert, raporda Aleviliğin tekke zaviyeleri kapatan kanunu ortadan kaldırmak için koçbaşı olarak kullanılmak istendiğini ancak buna izin vermeyeceklerini söyledi. Özkan da hiçbir şekilde özel muamele istemediklerini, tek istediklerinin liyakat olduğunu belirtti.

‘TÜRKİYE’NİN GERÇEKLİĞİNDEN UZAKLAR’

Programda konuşan Ali Rıza Özkan, şu ifadeleri kullandı:

“Bu rapor iki kişinin raporu. Raporu yazan arkadaşların Türkiye’nin gerçekliğinden uzak olduklarını değerlendiriyorum. Türkiye Cumhuriyeti’nde tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla hangi Alevi mağdur oldu? Bu kanun, Alevilere yaşama hakkı veriyor Türkiye’de. Böyle bir kanunun kaldırılması, özellikle bunu Alevileri kullanarak yapmak büyük zarar doğurur. Türkiye Cumhuriyeti kanunları herhangi bir sınıfa ayrıcalık mı tanıyor? Böyle bir şey yok. Var olan kanunlar doğru uygulanırsa Alevilere uygulanan ayrımcılık sona erer.

Helalleşme değil hesaplaşma - Resim : 1

‘TEK İSTEDİĞİMİZ LİYAKAT’

“Biz hiçbir şekilde imtiyaz, özel muamele istemiyoruz. Bizim tek istediğimiz liyakat. Bizim hiçbir şekilde herhangi bir ayrımcılık talebimiz yok. Almanya’da Aleviliği bölmek isteyenler tarafından ‘Alevi yönetici yok!’ diye yalanlar ortaya atılıyor. Böyle bir şey yok. Alevi rektör de vali de kaymakam da var. Ama bu insanları işaret edip bu Alevi vali demek çok yanlış bir şey. Şahıs işaret etme talebi yanlıştır.”

‘MEVCUT YASALARIN UYGULANMASI GEREK’

Erdem Cömert ise raporla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı:

“Aleviliğe farklı bir statü vermektir bu rapor. Alevilik böyle bir grup değil. Alevilik, İslamiyet’in Türk yorumu. Alevi’yi ayırmak doğru değil. Aleviliğin yasal anlamda eşitlik gibi sıkıntısı da yok. Elbette bazı yasalar getirilebilir. Nefret suçlarıyla ilgili olabilir. Ama eşitlikle ilgili mevcut yasaların korunması ve uygulanması gerekir. Anayasa’ya böyle bir eşitlik koymaya gerek yok, Anayasa uygulansın.

‘TARİKATLAŞTIRIR’

“Alevi liseleri var raporda, aklım almıyor. Bu Aleviliği tarikatlaştırır. Biz Aleviler olarak Cumhuriyet yurttaşı olmak istiyoruz. Toplumdan ayrışma değil birleşmek istiyoruz. Alevi öğrencileri toplumdan ayırmak dışında neye yarar bunlar? Bizim deyişlerimiz, semahlarımız elbette derslerde yer almalı. Bu kültür Türk milletinin kültürü. Bunlar milletimizin ortak değerleri. Bu değerlere, Aleviliğin değerleri diyerek ayrı bir ders vermek de doğru değil.

‘DIŞLAYAN BİR ANLAYIŞIN İFADELERİ’

“Alevilerin en büyük sorunu, tarikat örgütlenmeleridir. Alevilik dersi diye bir ders olmaz. Bizim semahlarımız müzik derslerinde olur. Devlet, Aleviliği de tanımlayamaz. Alevilik lisesi kurulması Aleviliği böler. Alevi inancına da aykırıdır. Ama müzik, felsefe, sanat, din kültürü derslerinde Alevi deyişleri, semahları olmalıdır. Şu anki sorun, laikliğin uygulanmamasından kaynaklanıyor. Raporda Alevilik, tekke zaviyeleri kapatma konusunda kanunu ortadan kaldırmak için koçbaşı olarak kullanılmak isteniyor. Biz Aleviler buna izin vermeyeceğiz. Alevileri dışlayan bir anlayışın ifadeleri var raporda.

‘PROBLEM ALEVİLERİN HATIRININ SORULMAMASI’

Programda konuşan Işık ise şu değerlendirmeyi yaptı:

“Bu kimin işine yarıyor bunları iyi analize etmek gerek. Aleviler zaten bu coğrafyanın asli unsuru. Alevilik bir inançtır. Problem, Alevilerin bu zamana kadar halinin, hatırının sorulmamasıdır. Toplumda Aleviliğe olan önyargının kırılması gerekir. Bu eğitimle olur. Şu anda ayrımcılık yok desek ayıp etmiş oluruz. Hiç Alevi yönetici yok. Biraz Alevi kimliğini ön plana çıkaran kişinin önünün kapandığını söylüyorum. Alevilik hakkında dersler verilebileceğini düşünüyorum. Buna Türk milletinin ihtiyacı vardır. Aleviliğin ders, müfredat olarak şekillendirilebilmesi gerektiğini düşünüyorum. Devlet bunları denetleyerek doğru bir eğitim sistemi oluşturabilir.”

‘YAZIKLAR OLSUN’

Raporda geçen, “Yeni-sivil bir anayasa tartışmaları çerçevesinde Alevi toplumuyla yüzyıllık bir helâlleşme ve kucaklaşmaya vesile olacak demokratik adımlar da atılabilir.” ifadesi de konuklara soruldu. Prof. Dr. Caner Işık, bu soruyu şöyle yanıtladı:

“Buna yazıklar olsun diyorum. Alevi toplumu Mustafa Kemal Atatürk ile birlikte toplumla kucaklaşmıştır. Aleviler belki de toplumun en alacaklı kesimidir ama zerrece bir şey istememiştir. Siyaset eğer özgürlük alanı gerçekten genişletirse bu problem gibi görülenlerin problem olmadığı ortaya çıkacak. Aleviler bu kutuplaşmaya gelmeyecektir.”

Helalleşme değil hesaplaşma - Resim : 2

‘SİHİRLİ SÖZCÜK SİVİL ANAYASA’

Erdem Cömert ise söz konusu ifadelere ilişkin şu yorumu yaptı:

“O aslında helalleşme değil, diyemedikleri hesaplaşma. Bu raporu yazan kişiler hedefine Cumhuriyeti koymuşlar. Zaten sihirli sözcük sivil anayasa. Eşit yurttaşlık adı altında Türk milletini bölen bir anayasal sistem düşündükleri. Bizi ayrıştırmaya çalışıyorlar. Bunun adına da helalleşme diyecekler. Aslında bu hesaplaşmadır.”

‘İNANÇ BAŞKANLIĞI KURULAMAZ’

Rapordaki, “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının ismi değiştirilerek Alevi-Bektaşi İnanç̧ Başkanlığı adı altında doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlı bir Başkanlık olarak yapılandırılmalıdır.” önerisine ilişkin de Ali Rıza Özkan, “İnanç Başkanlığı dediğimiz zaman işler değişir. İnanç Başkanlığı kurulamaz. Cemevlerinin, İnanç Başkanlığına bağlanması diyanet üretmek demektir. Bu arkadaşlar yanlış öneride bulunuyor. Diyanet İşleri Başkanlığının tüm Müslümanlara hizmet etme zorunluluğu var. Şu önerimiz var. Alevi Bektaşi Cemevi Başkanlığı olsun diyoruz. Fakat İnanç Başkanlığı bambaşka bir şey.” ifadelerini kullandı.

‘YOLA ZARAR VERİR’

Prof. Dr. Caner Işık, “Diyanet’in doğru düzgün şekilde yeniden yapılandırılması daha doğru olacaktır.” değerlendirmesini yaparken Erdem Cömert de şunları söyledi:

“Alevilik özünden koparılır böyle bir durumda. Alevilik bir mezhep değil bir yoldur. Bu çalışmaların tamamı Alevi yoluna zarar verir. Aleviliğin tanımlanmaya ihtiyacı yok. Alevilerin sorunları anayasal sorunlar değil. Devletin attığı olumlu adımlar var. Ama bizim sorunumuz Alevi düşmanı Ortaçağ zihniyetinin toplumsal alana egemen olmasıdır.”

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.