KKTC’yi dünyaya tanıtmada doğru strateji / Nadir Temeloğlu

Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 51. yılını coşkuyla kutladık.
KKTC, bugün stratejik bakımdan Türkiye’nin en önemli uçak gemisi konumunda. Bölgedeki enerji kaynakları da jeostratejik konumunu güçlendiriyor. Haliyle Doğu Akdeniz’e yığınak yapan ABD-İsrail’in de hedefi oluyor.
Bugün birçok gazetenin manşetinde KKTC yer alıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın kararlılık mesajları ve Türkiye-KKTC’nin aynı yolda yürüdüğü mesajları yer alıyor manşetlerde.
Artık gelinen noktada, yapılan açıklamalarda iki devletli çözüm ve KKTC’nin tanınması temel noktayı oluşturuyor. Fakat uzun zamandır bu açıklamalar yapılmasına rağmen hükûmet katında KKTC’nin dünyaca tanınma noktasında nasıl bir yol haritası izleneceğine dair berraklık yok.
KKTC’NİN TANINMASI İÇİN NATO’DAN ÇIKALIM
Evet, bugün temel görev KKTC’nin bir devlet olarak tanınmasını sağlamak.
Fakat KKTC’nin tanınmasındaki temel engeli de belirtelim: NATO!
Doğu Akdeniz’e yığınak ve İsrail’le Noble Dina-Nemesis tatbikatları yapan, burnumuzun dibindeki Dedeağaç’tan silah gösteren, Güney Kıbrıs’a silah ambargosunu kaldırmayı planlayan ABD mi KKTC’yi tanır?
Her fırsatta Türkiye’nin Münhasır Ekonomik Bölgesini reddeden, Doğu Akdeniz’de ve Ege’de Yunanistan yanlısı haritalar yayımlayan, Mehmetçiği Kıbrıs’ta işgalci gören Avrupa Birliği mi KKTC’yi tanır?
Türkiye’nin NATO’da ve Avrupa Güvenlik Mimarisi içinde yer alarak KKTC’yi tanıtma şansı bulunmuyor.
Aksine NATO üyeliği ve Avrupa Birliği peşinde koşmak, KKTC’nin NATO dışı dünya tarafından tanınmasını da engellemektedir.
KKTC’Yİ KİM TANIR
KKTC ancak ve ancak Atlantik sistemi dışında, Avrasya merkezli doğru dış siyasetlerle tanıtılabilir.
KKTC’nin Abhazya, Rusya, Çin, İran, Suriye, Türk devletleri, Afrika ve Latin Amerika ülkeleri tarafından tanınması mümkündür.
Bunun son örneğini Ulusal Strateji Merkezi’nin İstanbul’da Cuma ve cumartesi günleri yaptığı Doğu Akdeniz Karadeniz Konferansı 2025 (East Mediterranean-Black Sea Conference 2025)’te gördük.
Konferansın sonuç bildirgesinde, 12. maddede şu ifadeler yer alıyor:
“İran, Rusya, Suriye, Türkiye, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), Abhazya, Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Venezuela ve Küba’ya yönelik yalıtım, yaptırım ve resmi ve fiilî ambargoların kaldırılması için ortak mücadele yürütülmeli, ülkeler arasında serbest ticaret ve ekonomik işbirliği koşulları oluşturulmalıdır.”
Yine konferansta konuşan Rus stratejist Aleksandr Dugin, “Dostum Doğu Perinçek’in Kırım’ın Rusya’nın bir parçası olduğunun kabul edilmesi gerektiği görüşünü destekliyorum. Aynı şekilde, KKTC’nin bağımsızlığının tanınması gerektiğini dile getirdi. Bu, son derece değerli bir tutum.” dedi.
Diğer konuşmacılar da bu yönde konuşmalar yaptı.
Bunun bir de Azerbaycan ve Türk Devletleri Teşkilatı ayağı var. Oradan da olumlu mesajlar geliyor.
Görüldüğü gibi, KKTC’nin tanınması ancak Avrasya coğrafyasında olabilir.
SOMUT ADIMLARI YAZALIM
Doğu Akdeniz Karadeniz Konferansı 2025’e Abhazya, Çin Halk Cumhuriyeti, Mısır, Yunanistan, İran, Irak, İtalya, Lübnan, KKTC, Filistin, Rusya, Suriye, Türkiye, ABD, Venezuela, Yemen’den birçok uzman katıldı ve konuştu.
Maalesef bu konferansı gündemine almayan, haberini yapmayan pek çok gazeteye şahit olduk.
Atalarımızın dediği gibi, “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz.”
Altı bol sözleri şişiren medyamız, konu atılacak adımlar olunca gözlerini hemen kapatıyor.
KKTC’yi dünyaya tanıtmada doğru strateji izlemek çok önemli. Bunun da altyapısı hazır.
KKTC’yi dünyaya tanıtmada medyamızın rolü de çok önemli. Türk basını bu konuda üzerine düşeni yapmakta yetersiz kalıyor.
Soyut lafları değil somu adımları yazalım.