Mali disiplin, sürdürülebilir belediyeciliğin temelidir!
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) tarafından düzenlenen “Dinamik Nüfus ve Belediye Bütçeleri” panelinde konuşan Doç. Dr. Ergül Halisçelik, yerel yönetimlerin finansman yapısında adalet, sürdürülebilirlik ve öngörülebilirliğin önemine dikkat çekti. . Halisçelik, “Yerel Yönetimlerde Mali Disiplinin Sürdürülebilir Belediyeciliğe ve Proje Finansmanına Etkisi” başlıklı sunumunda, Hazine, akademi, Adana Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Büyükşehir Belediyelerinde edindiği birikimlerden yola çıkarak, güçlü bir mali disiplin ve sağlam bir finansman modelinin yerel yönetimler için kaçınılmaz olduğunu aktardı. Sürdürülebilir şehir yönetimlerinin ancak doğru planlanmış bir bütçe mimarisi ve etkin kaynak kullanımıyla mümkün olabileceğini vurguladı.
Mali Disiplin: Tasarruf Değil, Verimlilik Odaklı Olmalı
Halisçelik, uzun yıllardır uygulanan mali disiplin anlayışının genellikle tasarruf odaklı olduğunu, ancak asıl yaklaşımın verimlilik üzerine kurulması gerektiğini belirtti,. Verimliliğin temel prensibinin, aynı kaynakla daha çok iş yapmak ya da aynı işi daha ucuza yapmak olduğunu ifade etti. Mali disiplinin dört ana ayağı olduğunu belirten Halisçelik, bunlardan ilkinin bütçe disiplininin ve verimlilik artışının sağlanması olduğunu söyledi.
Mali disiplin kapsamında sadece gider azaltıcı faaliyetlere değil, aynı zamanda gelir yaratıcı yeni kaynakların bulunmasına ve mevcut gelirlerin artırılmasına odaklanılması gerektiğini dile getirdi. Ayrıca, yapılan her harcama ve yatırım kaleminde fayda-maliyet analizi yapılmasının kritik önem taşıdığını vurguladı. Bu analizlerin sadece yatırım öncesinde (ex ante) değil, sonrasında (ex post) da yapılması gerektiğini, böylece hataların tespit edilip bir sonraki projelerin daha iyi planlanabileceğini ekledi.
Sürdürülebilir Borç Yönetimi ve Kredi Notunun Gücü
Belediyelerin karşılaştığı önemli bir borç sorununa değinen Halisçelik, sürdürülebilir borç yönetiminin sağlanması için dört temel stratejiyi paylaştı,:
1. Borcun vadesinin uzatılması.
2. Döviz yerine TL cinsinden borçlanmak, kur riskini azaltmak,.
3. Faiz yükünün azaltılması için yapılandırmalar ve bankalarla görüşmeler yapılması.
4. Kamu ve özel sektör borç dengesinin yönetilmesi.
Adana Büyükşehir Belediyesi’nde toplam borç içindeki döviz payını %25’ten %2,5’e indirdiklerini belirten Halisçelik, bu sayede kur riskini en az taşıyan belediyelerden biri olduklarını aktardı. Adana’da görev yaptığı dönemde borç rasyosunda 16 kat iyileşme sağlandığını da sözlerine ekledi.
Mali disiplin sağlandıktan sonra atılacak üçüncü aşamanın kredi notu alınması ve geliştirilmesi olduğunu ifade etti,. Kredi notunun uluslararası ve yerel finans kuruluşlarıyla görüşmelerde güven sağladığını, notun yükseltilmesinin ise borçlanma koşullarını (daha uzun vade, daha düşük faiz) otomatikman iyileştirdiğini vurguladı. Bu sayede belediyelerin mega projeler (metro, tarım projeleri, atık su) için uygun finansman koşullarına (kredi, hibe, ikraz) kavuşabileceğini belirtti.
Merkeze Bağımlılık ve Gelir Paylarının Adil Düzenlenmesi
Yerel yönetimlerin temel sorunlarından biri olan mali özerklik sorununa değinen Halisçelik, belediyelerin merkezi yönetime aşırı bağımlı olduğunu ve büyükşehirlerde bağımlılık oranının %80 civarında olduğunu belirtti,. Merkezi yönetimdeki bir sorunun (örneğin vergi gelirlerindeki düşüş) aşırı bağımlılıktan dolayı otomatikman yerel yönetimlerin paylarına da yansıdığını ifade etti.
Bu bağımlılığı azaltmak için belediyelerin öz gelirlerini artırma yolunda çaba sarf etmesi gerektiğini söyledi. Ayrıca, mevcut pay mekanizmasının daha adil hale gelmesi gerektiğini savundu,. Halisçelik, illerde toplanan vergi tahsilatının (özellikle ithalattan alınan KDV) artırılmasının, büyükşehirlerin payını artırmada önemli olduğunu, bu konuda defterdarlık ve sanayicilerle işbirliği yapılması gerektiğini kaydetti.
Sürdürülebilir Belediyecilik Endeksi Önerisi
Halisçelik, sürdürülebilir belediyecilik anlayışının çok boyutlu ve kuşaklararası bir sorun olduğunu ve kaynakların ekonomik, verimli ve etkin kullanılması gerektiğini vurguladı,. Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin (SKH) 17 amacı, 169 hedefi ve 244 göstergesinin artık yerel yönetim dokümanlarında yer aldığını belirtti.
Bu sürdürülebilirliği ölçmek için Sürdürülebilir Belediyecilik Endeksi oluşturulması üzerinde çalıştıklarını açıkladı. Bu endeksin üç boyuttan oluşacağını belirtti: yerelde kullanılabilecek SKH göstergeleri, mali sürdürülebilirlik göstergeleri (Maliye Bakanlığı’nın belirlediği 24 gösterge) ve kurumsal kapasite (şeffaflık, hesap verebilirlik),.
Halisçelik, bu endeks üzerinden performansa dayalı bütçeleme sistemini önererek, endekste öne çıkan il ve ilçelere ek fon sağlanması ve bu fonların sadece SKH hedeflerinin gerçekleşmesi için (örneğin cinsiyet eşitliği veya karbon azaltımı projeleri) kullanılması gerektiğini belirtti.
Teşekkür ve Kapanış
Konuşmasının sonunda Halisçelik, bu değerli buluşmayı gerçekleştiren Türkiye Belediyeler Birliği’ne, katkılarıyla paneli zenginleştiren belediye başkanlarına, kamu kurumlarının temsilcilerine, akademisyenlere ve tüm katılımcılara içten teşekkürlerini sundu
Halisçelik, “Dünya bize dedelerimizden miras kalmadı, çocuklarımızdan ödünç aldık” şeklindeki Kızılderili atasözüyle konuşmasını bitirerek, kamu kaynaklarını yönetirken mevcut kaynaklar kadarını gelecek nesillere aktarma konusunda ahlaki bir sorunumuz olduğunu bilmemiz gerektiğini vurguladı.