Sessizliğin İçinden Gelen Bir Ses
Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar ile yıllar öncesine dayalı bir arkadaşlığımız,dostluğumuz ve abi kardeş ilişkimiz vardı.
Tabii Zeydan Başkan’ın kumpasa dayalı bir tertip ile tutuklanması gerek Adana genelinde gerekse de yurdun önemli bir kısmında tepki ile karşılanmıştır.
Bende aramızda yıllara dayanan tanışıklığa dayanarak HAYALİ BİR GÖRÜŞME yaptım ve Zeydan Başkan ile yaptığım görüşmeyi ve anlattıklarını aynen yazıyorum
‘’Cezaevi insana çok şeyi kısa zamanda öğretiyor.En çok da susmayı,düşünmeyi ve geçmişi yeniden değerlendirmeyi öğretiyor.
Buğünlerde en çok düşündüğüm konulardan biriside yıllar öncesinde Taşmedreseli kardeşlerimizle ile ilgili ettiğim bir sözün yanlış anlaşılmalara yol açmasıdır.
Ogün sarfettiğim sözler ne yazık ki maksadını aştı.Niyetim kimseyi incitmek ya da dışlamak değildi.Ama anlıyorum ki bazı yüreklerde ki kırgınlık kalmış.Bundan dolayı bu satırlar bir savunma değil bir yüzleşme ve özeleştiridir.
Bizler faklı kuşakların,farklı siyasi anlayışların insanlarıydık.O dönemlerde Taşmedreselilerin kendine göre doğruları vardı,bizim ise kendimize göre.
O günlerde doğru bildiklerimizle mücadele ettik.
Ama zaman değişiyor.Dün ayrı düşen yollarımız,bugün aynı hedefte keşişmektedir.
Bugün geldiğimiz durumda aynı vatanın evlatları olarak ortak değerlerimizde buluşmayı ve birleşmeyi öğreniyoruz.
İşte bundan dolayı ben ötekileştirici birisi olsaydım…
Rahmetli Başbuğ Alparslan Türkeş’in en yakınlarından birisi olan merhum D.r Vahap Boyvadaoğlu’nun oğlu Göktürk Boyvadaoğlu’nu Büyükşehir Belediye Meclisinde Meclis Başkan vekili yapar mıydım?
Veya Milliyetçi Hareket Partisi’nden Ceyhan’daki önemli isimlerinden Mustafa Bayar’ı bugün ikinci Başkanvekili olarak yanımda tutar mıydım?
Söz geçer gider ama eylem geride iz bırakır.
Ben yıllardır siyasi kimlik sormadan geçmişi değil bugün ve yarın odaklı memleketimize katkı sunan herkesle yol yürümeye çalıştım.
Çünkü bu ülke hepimizin bu şehir hepimizin farklılıklarımızla birlikte daha güçlü olacağız.
Devletimize ve milletimize hizmeti bir görev değil bir vicdani mesele olarak gördüm.
Bu yolla geçmişin yanlış anlaşılmalarını düzeltmek ve yeni bir ortak dil kullanmak boynumuzun borcudur.
Gönlü kırılan her kardeşimize,özelliklede Taşmedreseli dava insanlarına bir kez daha saygıyla selam ediyorum.
Dün farklı idik ,bugün birlikteyiz.Yarında birlikte yürüyeceğiz.
NİYAZİ KOÇ