Dolar 41,9246
Euro 48,9594
Altın 5.690,53
BİST 10.208,76
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 29°C
Parçalı Bulutlu
Adana
29°C
Parçalı Bulutlu
Cts 28°C
Paz 27°C
Pts 27°C
Sal 26°C

Yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, ekonomik durgunluk… Ekonomide stagflasyon tehlikesi

Yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik, ekonomik durgunlukla beraber belirir. Bu duruma stagflasyon denir. Peki Türkiye stagflasyonun eşiğinde mi? Ardıç Üçyıldız yazdı…

Yüksek enflasyon, yüksek işsizlik, ekonomik durgunluk… Ekonomide stagflasyon tehlikesi
6 Ekim 2025 09:08
A+
A-

Faizin düşürülmesi veya artırılması son yılların en hararetli tartışmaları arasında yerini aldı. Sözde faiz lobisine karşı bir mücadele başladı, bu sırada Merkez Bankası başkanları art arda görevden alındı.

12 Eylül 2025 itibariyle, politika faizi bir kere daha düşürüldü ve bir haftalık repo faizi 40,50 seviyesine geldi. 2023’te yeni kabine kurulduğundan beri artış eğiliminde olan faiz, 2024’ün mart ayından beri düşüş eğiliminde. Yönetim faiz düşürürken ne amaçlıyor olabilir; tüketicinin faize karşı nasıl tepkiler verdiğini inceleyerek bunu anlayabiliriz.

TÜKETİCİ-FAİZ İLİŞKİSİ

Merkez Bankası politika faizi belirli mekanizmalarla ticari bankaların belirlediği faiz oranlarını etkiler. Yani Merkez Bankası politika faizi tüketiciyi, yatırımcıyı doğrudan ilgilendirir. Tüketici bu oranlara göre davranışını ve beklentilerini değiştirir.

Tüketiciler sürekli karşı oldukları değerleri inceleyip tartarlar; enflasyon, faiz ve yatırım araçlarının değerleri tüketiciyi belli davranışlar yapmaya itebilir. Düşük faiz ve yüksek enflasyon karşısında tüketici belli davranışların eğilimindedir.

Tüketicinin geliri ile yapabileceği iki eylem vardır; harca ya da biriktir. Enflasyon aniden arttığı zaman tüketici harcama eğilimine gider, çünkü alacağı ürün bekledikçe daha pahalı olacaktır. Birçok tüketici harcama eğilimine girince de arz talep dengeleri değişir, fiyatlar daha da artmaya başlar, enflasyon yine yükselir.

Bu durum şu şekilde gelişir: Tüketici, yüksek enflasyon ve düşük faiz oranlarıyla karşılaşınca para biriktirmek değil harcamak daha hesaplı hale gelir. Tüketici harcama eğilimine girdikçe, artan talebi karşılamak için üretim de artar. Bu daha fazla işgücü gerektirir, yeni oluşan işlere girenler de elde ettikleri geliri harcamak için kullanır. Tüketicilerin biriktirmediği, harcadığı bir döngü oluşur, bunun sonucunda fiyatlar da artar.

Bu durum karşısında Merkez Bankası politika faizini artırabilir, böylece ticari bankalardaki faiz oranları da artacaktır. Para biriktirmek tekrardan çekici hale gelecektir. Tüketici, enflasyon yıllık yüzde otuz ve faiz yıllık yüzde on olduğu zaman bankaya yatırım yapmak istemeyebilir; ancak bankalardaki faiz yüzde otuz iki olursa isteyebilir.

FAİZİ DÜŞÜRMEK TÜKETİCİYİ HARCAMAYA İTMEK İÇİNDİR

Tüketicinin bu eğilimi ışığında, faizi düşürmek açıkça tüketiciyi harcamaya itmek içindir. Artan talebi karşılamak için iş oluşması demek, ekonominin canlanması, ekonomik büyüme ve işsizliğin düşmesi anlamına gelebilir. Düşük faizle tüketici kredi de çeker, bol bol harcar. Ancak bu bir noktaya kadar mümkündür.

Tüketici bir noktada harcamaya değil çektiği kredileri ödemeye odaklanmak durumunda kalabilir. Bunun yanında enflasyon fazla yükselirse tüketici harcama kabiliyetini daha da yitirebilir ve harcama durur. İş yerlerinin satışları durur ve iş yerleri de ekonomik sıkıntı çekmeye başlar.

TÜRKİYE STAGFLASYONUN EŞİĞİNDE Mİ

Maliyetlerini azaltmak isteyen işverenin ilk hareketi işten çıkarmalar olur. Artan talep de artık ortada olmadığı için ekonomi durgunluğa girer. Yüksek enflasyon ve yüksek işsizlik, ekonomik durgunlukla beraber belirir. Bu duruma stagflasyon denir.

Türkiye’de stagflasyon eşiğinde olup olmadığımız yıllardır sürekli gündeme geliyor. Bu durumun püf noktası, ekonomik durgunluğun ne zaman belireceğinin kesin olmaması ve her an böyle bir durumla karşı karşıya kalabileceğimiz gerçeğidir.

Yönetim, bir şekilde harcamaları aktif tutarsa ve sürekli artan bir talep garantileyebilirse düşük faiz ve yüksek enflasyon yıllarca devam edebilir. Fakat bu durumun birkaç yıl boyunca devam etmiş olması, sürdürülebilir olduğu ya da daha da uzun yıllar devam edebileceği anlamına gelmez. Her şeyin ters gitmesi için küresel veya yerel bir kriz, bir şok yeterli olacaktır.

Düşük faiz ve yüksek enflasyon ikilisinin başka uzun vadeli etkileri de vardır. Bunu daha önceki yazılarımda işlemiştim; enflasyon bir vergi görevi görür, halktan şirketlere ve devlete bir para akışı olması anlamına gelir. Yüksek enflasyon altında tüketici ezilir, kazandığı gelirin önemli bir kısmını enflasyona kaybeder.

GELİR VE SERVET EŞİTSİZLİĞİ

Düşük faizin de farklı etkileri vardır. Düşük gelirli ve düşük servetli tüketiciler, sadece harcamaya imkân bulur; bu sırada yüksek gelir ve servetli tüketiciler daha büyük krediler çekip, işler kurabilir veya yatırım yapabilirler ve zenginleşirler. Yani düşük faiz aynı zamanda gelir ve servet eşitsizliğini derinleştirebilir.

Kısacası, faiz önemli bir politika aracıdır. Tüketicinin davranışlarını yönlendirmede son derece etkilidir. Tüketici üzerindeki etkileri ve muhtemel sonuçları bu kadar barizken hâlâ düşük faiz ve yüksek enflasyon politikası izleniyorsa, amaç ortadadır.
Ardıç Üçyıldız / Kaynak:Oda TV

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.