Adana, kebaptan öte hikaye yazıyor!
Bu yıl 9’uncusu düzenlenen Uluslararası Adana Lezzet Festivali kapsamında gerçekleştirilen “Adana’da Balık Kültürü ve Deniz Ürünleri Gastronomisi” panelinde Türkiye’nin önde gelen balık restoranı şefleri ve gastronomi duayenleri “Adana sadece kebaptan ibaret değildir. Akdeniz’in sunduğu zengin deniz ürünleri Adana mutfağının da bir parçası olmalıdır.” görüşünde birleşti.

Erol Altun, Karataş karidesi ile tabağa imzasını attı
Merkez Park Ana Sahne’deki panelde Gastronomi ve Mutfak Kültürü Yazarı Reha Tartıcı moderatörlüğünde bir araya gelen Ege Balık Adana Kurucusu Erol Altun, İskele Balık Pişiricisi Kurucusu Tahsin Fettahoğlu, Bay Nihat 2. Kuşak Temsilcisi Volkan Bekit, Yalova Balık 3. Kuşak Temsilcisi Ertuğrul Sürgit, Trilye Restoran Sahibi ve Gurme-Yazar Süreyya Üzmez, Akdeniz’in bereketini, sürdürülebilir balıkçılığı ve geleceğin deniz mutfağını masaya yatırdı.
Yoğun ilgi gören etkinlikte ev sahibi konumundaki Ege Balık Adana Kurucusu Erol Altun, sahne mutfağında ana malzemeleri Karataş karidesi, deniz börülcesi, cibes otu olan yemek hazırladı. Adanalıları 25 yıldır Akdeniz’in lezzetleriyle buluşturan Erol Altun, pişirdiği yemeği konuk şefler ve dinleyicilere tattırdı.
Erol Altun, Seyhan, Ceyhan ve Berdan nehirlerinin Akdeniz’e taşıdığı zengin minerallerin bölgedeki deniz canlılığına katkısını hatırlatarak, “Adana sadece kebabın değil, lagosun, karidesin, hatta dünyaca ünlü kefal yumurtasının da şehridir.” dedi. Erol Altun, Adana’nın bottarga (kurutulmuş kefal yumurtası) ile dünya mutfakları arasında özel bir yere sahip olduğunu vurguladı.

Denizlerin bereketi, sofraların geleceği
Ünlü gastronomi yazarı ve Trilye Restoran’ın sahibi Süreyya Üzmez ise Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili olmasına karşın kişi başına balık tüketiminin yalnızca 6-7 kilogram olduğunu belirterek, “Denizlerin çölü olarak anılan Akdeniz’in en verimli noktalarından biri Adana–İskenderun hattıdır. Ancak bilinçsiz avlanma ve yavru balık tüketimi bu bereketi tehdit ediyor.” sözleriyle dikkat çekti. Çanakkale’yi temsil eden Ertuğrul Sürgit ise “Tazelik, saygı, ustalık” üçlüsünü deniz mutfağının özeti olarak tanımlarken; Ayvalık’tan Volkan Bekit, balık restoranı işletmenin zorluklarını ve sürdürülebilir tedarikin önemini dile getirdi. Antalya’dan katılan Şef Tahsin Fettah ise mevsimsel balık tüketimi bilincine vurgu yaptı ve “Ekim sardalye ve uskumrunun ayıdır; her balığın bir zamanı vardır, biz de doğanın takvimine uymalıyız.” diye konuştu.
Panelin sonunda tüm şefler tek bir noktada birleşti: “Adana’nın gastronomi vizyonu kebaptan öteye geçmeli; Akdeniz’in zengin deniz ürünleriyle birleşmeli. Ancak bunun sürdürülebilir olması için doğaya saygı, doğru avlanma, mevsimsel tüketim ve eğitim şart. Bu kültürün kuşaktan kuşağa aktarılması, Türkiye’nin gastronomi kimliğini zenginleştirecek.”