Aleviler sorunlarını birlik temelinde çözmek istiyor
Alevi-Bektaşi Güçbirliği Platformu, 167 kuruluşun imzasıyla sorunlarına çözüm önerilerini içeren ‘Alevi Raporu’nu açıkladı. Raporda, ‘Alevi-Bektaşi toplumunun taleplerinin yerine getirilmesi milli birlik ve kardeşliğin güçlenmesine hayati katkı verecektir’ denildi
Alevi–Bektaşi Güçbirliği Platformu, 167 Alevi-Bektaşi kuruluşu ile inanç önderlerinin imzasıyla “Alevi Raporu-Görüş ve Beklentiler” çalışmasını kamuoyuna açıkladı. Raporda Alevi-Bektaşi toplumunun sorunlarının ayrışma değil birlik temelinde çözülmesi istendi. Raporun sonuç bölümünde, “Devletimizle bütünleşmek, milletimizin kardeşliğini ve birliğini pekiştirmek için üzerimize düşeni yapmaya hazırız.” denildi. Bazı yapısal ve uygulamaya yönelik sorunların acil çözümü için raporun ortaya koyduğu taleplerle ilgili de, “Bu taleplerin yerine getirilmesi, hem milli birlik ve kardeşliğin güçlenmesi hem de dış müdahale ve iç ayrışma girişimlerine karşı toplumsal bütünleşmeye hayati önemde katkı verecektir.” ifadesi yer aldı.
‘İLK DÖRT MADDE VE 66. MADDE TARTIŞILAMAZ’
Alevi-Bektaşi Güç Birliği Platformu’nun davetiyle uzman bir heyetin hazırladığı rapora, 20 inanç ve kanaat önderi son halini verdi. Rapor, 6 Ekim 2025 tarihinde kurumların imzasına açıldı. 30 ocak, 7 federasyon, 130 vakıf, dernek ve cemevi olmak üzere toplam 167 Alevi-Bektaşi kurumu raporun altına imza attı. Dün açıklanan raporda, “zihniyet dönüşümü” ile yeni anayasaya ilişkin görüş ve beklentiler en başta yer aldı. Anayasayla ilgili görüş ve beklentilerin milli birlik temelinde ele alındığı belirtilen raporda şu ifadelere yer verildi: “Anayasamızın ilk dört maddesi ile Türk vatandaşlığını tanımlayan 66. maddenin mutlak surette korunmasını ve tartışmaya açılmamasını, bu bağlamda milli birliğimizi ve devletimizin temel niteliklerini korumayı son derece yaşamsal buluyoruz. Anayasada Türk milli kimliği tanımı dışında herhangi bir etnik, dini veya kültürel kimliğin yer almasını doğru bulmuyoruz. Anayasada, isim belirtilmeden etnik, dini ve kültürel grupların evrensel hakları korunabilir. Ancak hiçbir şekilde etnik, dini veya kültürel tanımlamaya yer verilmemelidir. Devlet dili gibi eğitim dilinin de Türkçe olmasından yanayız. Bu iki husus, dil birliğimizi korumak bakımından son derece önemlidir. ‘Eşit yurttaşlık’ kavramına şüpheyle bakıyor ve bu söylemi reddediyoruz.”
‘CEMEVLERİNİN STATÜSÜ YASAL DÜZLEMLE SAĞLANMALI’
Raporda, zihniyet dönüşümü ile ilgili olarak Alevi-Bektaşi toplumuna yönelik “nefret söyleminin” roman, hikâye, ansiklopedi ve sözlüklerden çıkarılması talep edildi. Alevi-Bektaşi Güçbirliği Platformu’nun raporunda başlıklar halinde şu sorunlar ele alındı ve çözüm önerileri sıralandı:
♦ Cemevlerinin durumu anayasal düzenlemenin konusu değildir. Cemevlerinin statüsü yasal düzenleme ile sağlanmalıdır.
♦ Din dersleri başta olmak üzere ilgili tüm derslerde Alevi-Bektaşi yoluna ve Alevi-Bektaşi ariflerinin görüşlerine daha fazla yer verilmesini talep ediyoruz. Ortaokul ve lisede her sınıf seviyesinde seçmeli dersler konulmalı, üniversitelerin ilgili fakültelerinde Alevilik-Bektaşilik dersleri olması yararlı olur. Din öğretimi veren öğretmenleri yetiştiren tüm fakültelerde Alevilik-Bektaşilikle ilgili dersler konulmalı.

‘PERSONEL ATANMALI’
♦ “Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı” adındaki “Kültür” ifadesi kaldırılarak doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlanmalıdır. Başkanlık sadece bir destek kurumu olarak kalmalı, inanç ve ibadet konularında Alevi-Bektaşi toplumunun özerk yapısı titiz şekilde korunmalıdır.
♦ Cemevlerine ihtiyaç kadar personel ataması yapılmalıdır.
‘ALİSİZ ALEVİLİK’ İÇİN ÖNLEM
♦ Yurtdışında yaşayan Alevi-Bektaşi vatandaşlarımızın dini hizmetlerinin koordinasyonunu sağlamak üzere Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığının büyükelçilik ve konsolosluklarımızda memur görevlendirmesi, Alevi-Bektaşi toplumunun yaşadığı tüm illerimizde temsilcilikler açması zaruridir. Yanlış şekilde “Alisiz Alevilik” olarak adlandırılan inkarcılığın çıkış noktası ve merkezi Avrupa’dır. Bu bölgelerde mutlaka ülkemizin ağırlığı olmalı ve bunların Türkiye’deki uzantılarına meydan verilmemelidir.
♦ Hazine’ye ait cemevlerinin kullanım hakları, halihazırda bu yapıları kullanan heyetlerin teşkil edeceği yerel dernek ve vakıflara devredilmelidir. Bunların federasyon veya konfederasyon olarak örgütlenmelerinin önü açılmalıdır.
♦ Cemevlerine yasalarda yer verilmekle birlikte, mesela imar planlarında cemevlerine yer ayrılmaması gibi, yasaların uygulanmasında sorunlar yaşanmaktadır. Kanunlar uygulanmalıdır.
SİVAS’TA MADIMAK ERZİNCAN’DA BAŞBAĞLAR MÜZESİ
♦ TRT bünyesinde Alevi-Bektaşi inancı, tarihi, kültürü, müziği ve edebiyatına odaklanan bir kanal açılmasını bir hak olarak görüyor ve bu kanalın Aleviliği bilen uzmanlar tarafından yönetilmesini talep ediyoruz.
♦ Sivas’ta Madımak Oteli’nde Alevilere yapılan katliamların anlatıldığı “Madımak Hafıza Müzesi”; Erzincan’da ise Başbağlar Katliamı başta olmak üzere terör örgütlerinin katliamlarını anlatan “Başbağlar Hafıza Müzesi” kurulmalıdır.
♦ Sosyal medyada Aleviler hakkında çok sayıda nefret suçu işlenmektedir. Hangi zümreye yönelik olmasına bakılmaksızın tüm nefret suçları ile ilgili sert yaptırımlar hayata geçirilmelidir.
‘DİYANET İŞLERİ SORUMLULUK ÜSTLENMELİ’
♦ Diyanet İşleri Başkanlığını, Sünni vatandaşlarımızın dini hizmetlerini vermesi bakımından önemli buluyor, kurumun çalışmalarını Atatürk’ün zamanındaki kuruluş amacına uygun şekilde yürütmesini yararlı görüyoruz. Diyanet İşleri Başkanlığının Alevi-Bektaşi toplumu ile kucaklaşmada daha fazla sorumluluk üstlenmesini bekliyoruz. Özellikle Alevi-Sünni birliğini pekiştirecek çalışmalara ağırlık vermesi her bakımdan yararlı olacaktır.
‘DEVLETLE BÜTÜNLEŞME İRADEMİZİ SÜRDÜRÜYORUZ’
Raporun sonuç bölümünde “Devletimizle bütünleşmek, milletimizin kardeşliğini ve birliğini pekiştirmek için üzerimize düşeni yapmaya hazırız.” denildi.
Rapor, “Alevi toplumunun talepleri siyaset üstüdür; bu bir millet ve devlet meselesidir.” vurgusuyla son buldu. Kaynak: Aydınlık