Dolar 32,5885
Euro 34,7950
Altın 2.509,96
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 24°C
Az Bulutlu
Adana
24°C
Az Bulutlu
Cts 24°C
Paz 25°C
Pts 31°C
Sal 33°C

“Aydın” sendromu…/ Editör’den

“Aydın” sendromu…/ Editör’den
13 Mayıs 2021 22:02 | Son Güncellenme: 13 Mayıs 2021 22:06
A+
A-

Günümüzde örgütsüz aydınların nasıl bir yalnızlık sendromu yaşadıklarını bugünlerde daha rahat ve net bir biçimde görebilmekteyiz.

En keskin düşüncelere sahip olanların nasıl teslimiyet rüzgarının önünde oraya  buraya savrulduğunu ve nasıl zavallı konumlara düştüklerini görebilmekteyiz.

Günümüzde kendini aydın olarak gören bazı yazar ve çizer takımının,kendini entelektüel gösteren akademisyen tiplerin nasıl  savrulduğunu görebilmekteyiz.

En keskin mücadele nutukları atanların sürekli kaybetmeleri sonucu nasıl karşı tarafın elamanı haline geldiğini görebilmekteyiz.

Bir zamanların  sol  franksiyonların liderliğini yaptığını anlatan hatıra tüccarlarının sosyalistlik taslama günleri çok gerilerde kaldı şimdi onların çoğu sosyal demokratlığa evrilerek  CHP içerisinde  ikbal  ve makam mevki peşinde koşarak  sözüm ona devrimcilik yaptıklarını  zannediyorlar.

Günümüzün halktan kopmuş kendi daracık kuyularında kuyunun ağzını dünya zanneden kurbağa misali aydın tipi maalesef yaygınlaşmıştır.

Kendilerini İslamcı veya ülkücü aydın olarak  tanımlayan çoğu kişinin son yıllarda  makam ve mevki peşinde koşarak ideallerinden nasıl uzaklaştığını bir zamanların mücahitlerinin nasıl müteahhitleştiğini ibretle  izliyoruz.

Çaresizlik,sosyal medya veya dost sohbetleri gibi sınırlı ortamlarda kızgınca yapılan eleştiriler,sıradan insanları hırçınca ama sessizce aşağılama isteği,kendini toplumdan soyutlama,yalnızlaşma ve yalnızlaştıkça artan kibir sonucu sorunun bir parçası olmaktan çıkış kader kurbanı olma sendromunu yaşamaktadırlar bazı aydınlarımız.

Günümüzün çaresiz aydının en önemli enstrümanı ‘’abi buralarda önümüzü göremiyorum’’ dur.Bundan dolayıda ben ülke dışına çıkmaya  karar verdim.

İşte bu sendorumun kökeninde yatan en büyük neden AİDİYET duygusunun olmamasıdır.

Kendini bu topraklara ait hissetmemesidir.Halkından  kopmuş olmasıdır,içinde yaşadığı topluma yabancılaşmış olmasıdır.Bu tiplere öncelikle sormak gerekir.

Kendini nereye ait hissediyorsun.?

Cevap ..Hayır ben buraya ait değilimse  buna kafa yormanın bir anlamı yok zaten.

Yok ben buraya aitim ise buna kafa yormalıyız.Şimdi soralım? İnsan vatanını niçin sever?

Ait olduğu için,gideceği başka yeri olmadığı için…

İnsan yaşamı boyunca gücünü akıldan.bilimden,analatik düşünme becerisiden alır.

Ama yetmez empati,cesaret,hoşgörü,sabır ve sevgi de gerekir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün Anadolu aydınlanmasını nasıl başardığını,yola çıkarken nasıl zorluklarla başa çıkabildiğini unutmamalıyız.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.