Dolar 32,5865
Euro 35,0314
Altın 2.459,43
BİST 9.857,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 31°C
Az Bulutlu
Adana
31°C
Az Bulutlu
Cts 32°C
Paz 30°C
Pts 30°C
Sal 26°C

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş: Bugünlerde ayrım da siyaset de günah

Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Savaş: Bugünlerde ayrım da siyaset de günah
12 Şubat 2023 16:44
A+
A-

‘Hatay’da ayrımcılık yapılıyor’ iddialarına Lütfü Savaş, ‘Hatay halkının arasına kimse fitne sokmasın!’ yanıtı verdi. Her kesimde dayanışma olduğunu belirten Savaş ‘Diz çökmenin değil ayakta kalmanın ve tekrardan bu şehri geleceğe hazırlamanın zamanı.’ dedi.

Depremin en büyük yıkım meydana getirdiği Hatay’da Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş’la görüştük. İkinci günden itibaren yardımların geldiğini söyleyen Savaş, “Büyükşehir belediyelerimiz, iktidarı, muhalefeti bütün arkadaşlarımız elinden geleni yapmaya çalıştı. Diğer belediyelerimiz il, ilçe, belde belediyelerimiz, herkes kendi çapında bizlere destek olmaya çalıştı.” diye konuştu.

  • Depremin ilk dakikasından itibaren ne yapmaya başladınız?

İki bin yılda üç defa olabilen bir depreme yakalandık. Herkes uyurken yakalandık. Böyle bir deprem görmedim hayatımda. Nasıl söyleyeyim, denizde böyle alabora olursunuz ya öyle yaptı binayı. Sanki küçük kıyameti yaşadık. Biz eşimle birlikteydik. Şehre gittik. Enkazdan çıkanlarla, sağ kurtulanlarla itfaiye dairesine gittik. İtfaiye dairesi de yıkılmıştı. Allah’tan üç itfaiye arabamız vardı. Öncelikle şehri itfaiyelerle iş makineleriyle gezmeye başladık. Saat yedi civarındaydı.

Enkazlar arasında hayatta kalanları bulmak için ekipler çalışmalar yapıyor.
  • Yani siz üç saat sonra Hatay sokaklarındaydınız.

Biz hemen çıktık da ekip iki buçuk üç saat sonra Hatay sokaklarında gezmeye başladı ve işte balkonda kalanları, sesi çıkıp da kurtarılabilecek insanları ilk planda kurtardık. İki günün sonunda yardım gelmeye başladı. AKUT, acil kurtarma ekipleri başladı gelmeye. Ama tabii ki bizim havaalanı kapanmıştı. Kış şartları… İnsanlar kendi gelse bile çoğunun ekipmanı gelmemişti. Yani üçüncü günden itibaren enkaz çalışmalarına başladık. Daha teferruatlı çalışmalarla insan kurtarılmaya başlandı. Bayağı da insanımızı kurtarabildik.

  • Hatay’da yıkım oranı nedir?

Yüzde kaç bilmem ama şu anda üç ilçe hariç hatta üç buçuk ilçe hariç hepsinde yıkım var. En çok da Antakya, Defne, Samandağ, Kırıkhan, İskenderun ve Arsuz’da… Biraz biraz Payas biraz Dörtyol çok az da Erzin’de var. Sadece rahat olduğumuz üç bölge var. Reyhanlı, Altınözü ve Yayladağı.

Zaten Reyhanlı dışında o iki ilçemizin nüfusu az. Anlayacağınız Hatay’ın en az beşte üçü şiddetle etkilendi. Ve iki bin civarında binamız yıkıldı. Köylerde çok bir zayiat yok. Çünkü bir iki katlı binalar olduğu için insanları kendi yakınları gelip, çıkarabildi. Ölenler var, kurtulabilenler var, yaralananlar var. Ama şehir merkezlerinde kaybımız çok büyük. Gittikçe de artıyor. Çünkü şehir merkezlerinde binalar altı, yedi, sekiz katlı… Hal öyle olunca da şu anda arama kurtarma çalışmaları artık enkaz çalışmalarına dönüştü. Cenazelerimizi gömmeye çalışıyoruz.

Bölgeye gelen yardımlar gönüllüler tarafından depremzedelere dağıtılıyor.

‘İNSANLIK ÖLMEMİŞ’

Beni sevindiren bir şey var. Bunu hep söylüyorum. Türkiye’de insanlık ölmemiş. Çok insanımızı kaybettik. İnsanlarımız öldü ama insanlık ölmemiş… Bize ikinci günden sonra çok yardım gelmeye başladı. Gerek yurt içinden gerek yurt dışından… Büyükşehir belediyelerimiz, iktidarı, muhalefeti bütün arkadaşlarımız elinden geleni yapmaya çalıştı. Diğer belediyelerimiz il, ilçe, belde belediyelerimiz, herkes kendi çapında bizlere destek olmaya çalıştı. Sivil toplum örgütlerimiz, hayırseverlerimiz… Ben hepsine teşekkür ediyorum.

  • Belediyemiz şu anda tam olarak neye odaklanıyor?

Tabii şimdi burada afet koordinasyon merkezi var. Onların yaptığı işler var. Bizim yaptığımız işler var. Biz daha çok işte mezarlıklarda insanlarımızı defnetmeye çalışıyoruz. Onlara barınacak yerler yapmaya çalışıyoruz. Onların gıda sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Şehrimizin bazı noktalarına su verdik. Hepsine vermeye çalışıyoruz. Bunun dışında tabii ki bu kışı rahat geçirecekleri bir ortam sağlamaya çalışıyoruz. Bir yandan da bu kadar şeyimize rağmen Hatay’ı nasıl tekrardan ayağa kaldırırız, Hatay’da insanlar Hatay’a geri nasıl döndürürüz bunun çalışmasını yapıyoruz. 

‘BU AFETTE AYAKTA DURMAK ZORDU’

  • Şöyle bir eleştiri yapılıyor: ‘Bu binaların yapılmasında ruhsat dağıtımında, yapım aşamasında hükümetin de yerel yönetimlerin de ciddi sorumluluğu var. Bu yıkımın en önemli sebebi budur.’ Bununla ilgili ne dersiniz?

Şimdi bu kadar iki bin yılda bir olan bir afette insanları suçlamak çok doğru değil. Bu binaların ruhsatını ben vermiyorum. Yani il büyükşehir belediyesi vermiyor. İlçeler veriyor. O yüzden yani kendi adıma konuşmak için söylemiyorum. Bu afette ayakta durmak çok zordu. Yani siz deprem şartnamesine göre de yaptırdıysanız eğer fay hattı üzerinde, yakınlarındaysanız ağır hasar görmeme ihtimaliniz yok.

Ne kadar derin olursa o kadar hafif atlatılıyor deprem. Bizi çok şanssız yakaladı. İki tarafta dağ var. Oraya çarpıp bir daha dönüyor. Yıkıcı etkisi çok fazla oluyor. Ben bir deprem bilimciyle görüştüm. “9-10 şiddetinde depreme eş değer.” dedi. Bir gün sonra 7.6 şiddetinde deprem oldu. Arada sadece sıfır bir fark var ama birinciyle ikinci arasında şiddet açısından en az 10 kat fark var. O nedenle burada hükümeti, belediyeleri, müteahhitleri suçlamak biraz bence fazla ağır olur. Altı aylık bina da yıkıldı, 60 yıllık bina da… Peşin hükümlü olmanın doğru olmadığını söylüyorum. Hatta ben böyle bir demeç verdim. Burada bir rezidans yapılmış. Oradaki müteahhitle ilgili soru sordu bana, sizin gibi arkadaşımız. Twitter’da TT yapmışlar beni. Teşekkür ediyorum. Ama her gün imar affı yapanlar da bunu niye yaptıklarını topluma izah etsinler. Birilerini savunmak için söylemedim. Şiddetini anlatmak için söyledim.

Hataylılar temiz su için kuyrukta bekliyor.
  • Sosyal medyadaki dünyayla buradası arasında bir fark var. Sosyal medyada zannediliyor ki burada hiçbir şey yok şu anda. Herkes birbirini boğazlıyor. Ama bakıyoruz  dayanışma en üst seviyede. Sosyal medyada etnik kimlik konusunda ayrımcı yorumlar gözlemlemeye de başladık. Bu doğru mu?

Kimse Hatay’ın şu acı gününde Hatay’a fitne sokmasın. Hatay halkı her rengiyle yüzyıllardır beraber yaşama kültürünü benimsemiş ve birbirinin diniyle, mezhebiyle, etnik kökeniyle, geldiği bölgeyle ilgilenmeyen sadece insani değerlerle onu yargılayan bir halk. Ama dışarıdan burayı tanımayanlar Hatay’la ilgili spekülasyonlara sebep veriyorlar. Bunu yapmasınlar. Bizim bugün acı günümüz. Bu acı günde değil bu ayrımlar, siyaset bile yapmak gerçekten günah.

  • Mesela Samandağ’a yardım sırf bu yüzden geç yollandı diye yorumlar yapıyor.

Yok. Yardım zaten iki gün sonra gelmeye başladı. Buraya gelirken Samandağ’a da gitti.

‘PAZARTESİ TEMİZLİK BAŞLAYACAK’

  • Bazı doktorlar salgın hastalık uyarısı yapmaya başladı. Onunla ilgili belediyenin aldığı bir önlem var mı?

Ben enfeksiyon hastalıkları doçentiyim. Eşim halk sağlığı profesörü. Şu anda salgın hastalıkla ilgili risk minimum. Ama biz pazartesiden itibaren temizliğe başlayacağız. Trafiğin rahatlamasını bekliyoruz. Mesela benim ilk gün mezarlığa üç adamım gidebildi. Gerisi kayıp, bulamıyorsunuz. Ya kendisi hayatını kaybetmiş ya göçük altında kurtarılmayı bekliyor ya yakınları hayatını kaybetmiş onlarla uğraşıyor. Bir imamım hayatını kaybetmiş. Müdürümün iki yardımcısı hayatını kaybetmiş. O şartlarda bile biz bu hizmeti vermeye gayret ediyoruz.

Bu nedenle şu anda bize diğer belediye başkanlarımızdan sağ olsun yardımlar geldi. Mesela mezarlık hizmetlerine Mersin’den Büyükşehir Belediye Başkanımız gönderdi. Konya Büyükşehir Belediye Başkanımızın da ekipleri buradaydı. Ben teşekkür ediyorum. Yani bugün siyaset günü değil. Bugün toplumu ayağa kaldırma, moral motivasyonu yükseltme ve onları umutlandırma günü. Bizim atalarımız yirmi yıl bağımsızlık mücadelesi vermiş. Hem de en zayıf zamanda. Büyük bir travma atlattık. Ama diz çökmenin sırası değil. Ayakta kalma ve tekrardan bu şehri geleceğe hazırlama zamanı. (Kaynak: Aydınlık)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.