Dolar 32,5004
Euro 34,6901
Altın 2.496,45
BİST 9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 24°C
Az Bulutlu
Adana
24°C
Az Bulutlu
Paz 25°C
Pts 31°C
Sal 34°C
Çar 32°C

Kaset siyasetini reddedelim / Utku Reyhan

Kaset siyasetini reddedelim / Utku Reyhan
28 Haziran 2022 13:41
A+
A-

Bel altı vuruş ya da bel altı vuruşlardan medet ummak, Türk insanına yakışmıyor. Bunları olağanlaştırmak, alkışlamak dahası üstüne çıkıp tepinmek bir siyaset yöntemi olamaz.

Geçen gün önce bir milletvekilinin sonra da bir holding yöneticisinin özel durumları servis edildi. Birisi iktidara yakın, diğeri muhalefet. Önce muhalif olanınki geldi. İktidara yakın olanlar zil takıp oynadı. Döne döne yayınladılar. Açığını bulduk diye coşku içinde tepindikçe tepindiler. Birkaç saat sonra, iktidara yakın olanınki geldi. Sabah coşanlar sessizliğe büründü, sabah susanlar ise ellerinde kılıç hücuma kalktı.

TEKMELEMEKTEN DUYULAN HAZ

Açıkçası mide bulandıran bir durum. Hayır, kasetleri yayınlananlar değil mide bulandırıcı olan. Onlar ne ilgimizi çekiyor ne de gündemimizde. Mide bulandırıcı olan, yayınlanmasında hiçbir kamu yararı olmayan özel hayata ilişkin görüntülerin, Türkiye’de gündemin baş sırasına oturabilmesi. Sosyal medyaya yayılan o öfke, insanları tekmelemekten, aşağılamaktan duyulan haz mide bulandırıyor.

KASETÇİLERE DUR DEMEK

Sabah muhalifin ‘haberi’ gündeme düştüğünde Aydınlık ve Ulusal Kanal olarak yayınlamama kararı aldık. Aynısı akşam çıkan olay için de geçerliydi. Bu pespayeliğin bir parçası olamazdık. O görüntüler bizim için yok. Biraz olsun basın ahlâkına sahip bütün kuruluşlar için de öyle olması gerekir. Geçelim basın ahlâkını, Anadolu ahlâkına sahip herkesin ‘kasetçilere’ dur demesi beklenir.

KASETÇİLERE YÜZ VERİRSEK…

Neden? Çünkü ancak böyle yaparsak sağlıklı bir ülke olabiliriz. Ancak böyle nitelikli bir siyasi gündeme sahip olabiliriz.

Eğer ‘kasetçilere’ yüz verirsek, her türlü gayrimeşru odak, Türkiye siyasetini yönlendirir. Sadece siyasetini değil, ekonomisini, güvenliğini… Kasetlerin genel başkan belirlediği, kasetlerin sosyal medyada gündemi yönlendirdiği bir ortam, şantaj ortamıdır. Şantaj, insan iradesini sakatlar.

KASETÇİNİN GIDASI

Reddedelim. Bu tür görüntüler önümüze geldiğinde görmeyelim. Hatta tepki gösterelim. ‘Ben falanca vekile, filanca iş insanına karşıyım. Ama sizin bu bel altı vuruşlarınıza alet olmayacağım.’ diyelim. Çünkü kasetçinin gıdası, bizim ilgimiz. Kasetçi, kasete alırken, kamuoyunu etkileyeceğini bilerek hareket ediyor. Kasetçilere yüz vermeyelim ki, siyasi çıkardan, maddi menfaate, kişisel intikama kadar çeşitli gayrimeşru amaçları olan bu rezilliğin parçası olmayalım. Kasetçileri besleyerek, onların önümüze sunduklarını yiyerek, FETÖ’nün kumpas ve şantaj yöntemlerini meşrulaştırdığımızın farkında mıyız?

ÖZEL YAŞAMIN MAHREMİYETİ

Biz coşku içinde linç yaparken, bu kişilerin olayla ilgisiz ailelerinin çocuklarının olduğunu unutmayalım. Ailesi olmasa bile, özel yaşamın mahremiyeti gibi en temel insan haklarından birini çöpe atmayı kabul etmeyelim. Siyaseten sevmediğimiz, hatta nefret ettiğimiz için, o kişinin linç edilmesinden haz duyabiliriz. Ama yok ettiğimiz değerlerin, insanlığın binlerce yıllık mücadeleler sonucu elde ettiği temel kazanımlar olduğunu unutmayalım. ‘Düşene bir tekme de sen at’ diyen bize yabancı bir merhametsizliğin mi peşinde gideceğiz yoksa düşeni düştüğü yerden kaldıran bir ahlâka mı sahip olacağız?

BİZİM GÜNDEMİMİZ

Üstelik bu tür konuların gündem belirlemesi, asıl sorunları, tartışılmasında, mücadele edilmesinde gerçekten kamu yararı olan asıl gündemleri bir kenara itiyor.

Biz, Rizelileri özel sektörün insafına bırakan Çay Kanunu taslağı ile mücadeleyi sürdürüyoruz. Ama kanunu hazırlayan vekillerin yatak odası ile ilgilenmiyoruz.

Biz, Bursa’daki Hürriyet köyü sakinlerinin toprak mücadelesine tarafız. Karacabey Belediyesi yetkililerinin eşleriyle yaptıkları kavgalar, birbirlerine ihanetleri bizim gündemimizde yok.

Biz, ucuz elektrik için, elektrik dağıtım şirketlerinin kamulaştırılmasını savunuyoruz. Ve bunu bir gün yapacağız. Ama şirket patronlarının özel hayatlarını ilgilendiren mahrem konuları buna ilişkin ses ya da görüntü kayıtları bizi alakadar etmiyor.

Bizi muhalif vekilin PKK/HDP’ye, Selahattin Demirtaş’a verdiği destek ilgilendiriyor. Türkiye düşmanlarıyla yan yana gelmekten daha büyük kabahat mi olur? Aslında bu yüzden siyaseten bitmesi gerekirdi. (Kaynak: Aydınlık)

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.