Dolar 34,8916
Euro 36,7809
Altın 3.011,60
BİST 10.058,63
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 18°C
Parçalı Bulutlu
Adana
18°C
Parçalı Bulutlu
Cum 16°C
Cts 16°C
Paz 13°C
Pts 16°C

Manevi Kalkınmanın Sonu mu? / Editör’den

Manevi Kalkınmanın Sonu mu? / Editör’den
24 Kasım 2024 13:57
A+
A-

22 yıl önce “Manevi kalkınma olmazsa olmaz” diyerek iktidara gelen AK Parti’nin, bugün manevi çöküşe yol açtığını gözlemliyoruz.

Türkiye aylardır Narin Güran cinayetini, yeni doğan çetelerini, bebek ve kadın cinayetlerini, mafya yapılanmalarını, haraç ve uyuşturucu çetelerini konuşuyor. Bu süreçte toplum, “Bize ne oluyor?” sorusunu sormakta. Ancak bu durum yeni değil; son kırk yıldır ahlaki bir çürüme sürecindeyiz ve bunu el yordamıyla çözmeye çalışıyoruz.

1980’lerde başlayan liberalizm, genel ahlak anlayışını derinden sarstı. ANAP dönemindeki hayali ihracatlar, yolsuzluklar ve skandallar bu sürecin temelini attı. AK Parti iktidarıyla ise ahlaki çürüme, muhafazakarlaşma söylemleriyle perdelenmeye çalışıldı. Ancak 22 yılın sonunda toplum, yozlaşma ve yoksullukla yüzleşmek zorunda kaldı.

Suç oranlarının artması, infial yaratan olayların kanıksanması, muhafazakar kalkınma modelinin iflasını simgeliyor. Bunun temel sebebi, AK Parti’nin ahlaki değerlerin ekonomik adalet, liyakat ve üretime dayalı bir anlayışla ilişkili olduğunu kabul etmemesi. ANAP ile başlayan liberal politikaları sürdürerek, üretimden kopuk ve sadaka kültürüne dayalı bir toplum yapısını güçlendirdiler.

Liyakatsizlik, kutuplaştırıcı dil ve yolsuzluklarla bu süreç daha da derinleşti. Sonuç olarak, muhafazakarlar, ahlaki çürümeyi besleyen sosyo-ekonomik koşulları değiştirmedi. Türk toplumu bugün karamsarlık ve çaresizlik duygusunun esiri olmuş durumda.

Ancak bu durum ilelebet süremez. Toplum, yozlaşmadan ve çürümeden çıkış yolunu mutlaka bulacaktır. Bu değişim, ancak köklü bir dönüşümle mümkün olacaktır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.