MEDYANIN HALLERİ… Türkiye gazetesinden ‘Tehliryan’ kurşunu / Nadir Temeloğlu

Meclis’te Talât Paşa tartışması başladı. DEM Partili vekiller, “katil” diye saldırdı.
Talât Paşa kimin gözünde katil? Batılı emperyalistlerin ve onun Türkiye’deki şubelerinin gözünde.
Bugün beşinci kol faaliyetlerinden biri de, Türk milletinin tarihinin karalanması. Avrupa Komisyonu Türkiye Temsilcisi Karen Fogg, 2000’lerde “Türk gençliğini millî kimliğinden koparın” diyordu.
Emperyalistlerin, ABD ve AB’nin stratejik hedefi, Türk tarihinin hakkından gelmekti.
Bunun için e-postalar atıyordu. Türkiye’deki foncu aydınlara görev biçiyordu. Vatan Partisi ve Aydınlık bu gerçeği ortaya çıkardı.
İMPARATORLUĞU KİMLER DAĞITTI?
“Türk gençliğini millî kimliğinden koparmak ve Türk tarihinin hakkından gelmek” çabası bitmiş değil. Maalesef Türk basınında bu görevi gönüllü edinmiş kimseler var. Ve dikkat edin hedef aldıkları tarih aynı: Türkiye’nin millî devlete giden süreci. Bunların Tanzimatçı padişahlarla, aydınlarla işi yok. Türkiye’yi Düyûn-ı Umûmiye kapısına kilitleyenlerle işi yok. Osmanlı İmparatorluğu’nun 1.592.806 km² toprak kaybı ile en çok toprak kaybeden padişahına taparlar ama millî ekonomi kurup dağılmanın eşiğindeki bir imparatorluğun onlarca yıl ömrünü uzatanlara söz söylerler.
İNGİLİZLERLE BİR
ÇANAKKALE’Yİ GEÇMEYE ÇALIŞTI
Türkiye gazetesinde Ekrem Buğra Ekinci, “İttihat Terakki’nin gerçek yüzü: İmparatorluk mezarcıları” diye bir yazı yazdı. Gazete yönetimi pek beğenmiş bu yazıyı ki, önemli görüp sürmanşetinden vermiş. Şöyle diyor: “Talat ve arkadaşlarının çoğu Mason idi. İttihat ve Terakki, kozmopolit bir topluluk; iktidar hırsıyla yanıp tutuşan hayalperest bir güruhtu. Memleketi Alman müstemlekesi haline getirdiler. Ülkeyi parçalayıp milleti felâkete sürüklediler.”
Bunları söyleyen Ekinci’nin geçmiş yazıları da çarpıcı. Medine müdafasının kahramanı Fahrettin Paşa’yı da çok kez suçlamıştı. Fahrettin Paşa’yı suçladığı belgelerin sahte olduğunu Murat Bardakçı açıklamıştı. Hâlâ kendi sitesinde vardır. 23 Mart 2008 tarihli “Çanakkale geçilseydi” yazısında şöyle diyor: “Çanakkale 1918’de değil, 1915’te geçilseydi, harb uzamazdı. Hükümet, münferid sulh istemek zorunda kalır; müttefikler de kendisine harb suçlusu muamelesi yapmazdı. Rusya’da Bolşevik ihtilâli olmaz; Osmanlı Devleti yıkılmazdı. Ancak Cumhuriyete giden yol kurulamaz; Mustafa Kemal gibi büyük bir lider ortaya çıkamaz; Türkiye’nin çehresi değişemezdi.”
İşte bunların Osmanlıcılık adında savundukları fikirler bu.
Çanakkale savunmasını, Kût’ül-Amâre zaferini İttihatçılar kazandı. Ekinci’nin yazısını sürmanşetinden veren Türkiye gazetesi, bir daha Çanakkale savunuculuğu yapmasın. Kût’ül-Amâre kutlamasın. Azıcık utanması varsa, oraların kahraman şehitlerinin adını ağzına almasın.
Ekinci ayrıca “HAMAS’ı İsrail’i kurdu” diyen biri. Böyle birinin yazılarını sürmanşetine taşıyanlar, Gazze için de gözyaşı dökmesin.
KURŞUN SAVURANLAR BİLSİN:
TALÂT PAŞA’YI VURAMAZSINIZ
Talat Paşa’nın katili, Tehliryan adlı Ermeni bir teröristti.
Onu kahpece, arkadan kurşunladı.
Ama Ekinci şöyle yazıyor: “Birkaç Ermeni genci, bunları vurup Türklerin de intikamını aldı.”
Bugün yine Talât Paşa gibi kahramanlarımıza, Tehliryan gibi kahpece arkasından kurşun sıkanlar var.
Türkiye gazetesi gibi o kurşunları sürmanşetine taşıyanlar var.
Talât Paşa’yı bırakın DEM Partilileri, Ekinci gibileri; emperyalistler yargılamaya çalıştı başaramadı.
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek, AİHM’de Ermeni soykırımı bitirdiğinde, o yargılamalar aynı zamanda Talât Paşa’ya karşı da yapıldı. Ama sonuç ne oldu? “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” sözü ve Talât Paşa galip geldi.
Biz gururla söylüyoruz:
Talât Paşa büyük bir hürriyet kahramanıdır.
1908 Hürriyet Devrimini onlar yapmıştır. Hürriyet adına bu ülkede ne yapılmışsa, onlardan başlar.
Türk Ordusunu çağdaş anlayışla yeniden onlar örgütlemiş, Balkanlar’da, Trablusgarp’ta, Çanakkale’de, Kafkaslar’da, Galiçya’da, Hicaz’da, Yemen’de, bu vatanın bağımsızlığı için onlar en önde savaşmıştır.
Millî ekonomiyi kuranlar, ilk onlardır. Kapitülasyonları kaldıranlar onlardır.
Kurtuluş Savaşımıza onlar önderlik etmişlerdir.
Cumhuriyeti onlar kurmuştur.
Cumhuriyet, O’nu Hürriyet-i Ebediye Tepesi’ne, sonsuz hürriyetin toprağına vermiştir.
Talât Paşa’ya saldırmak bugünkü Türkiye’ye saldırmaktır.
Talât Paşa’yı savunmak, Türkiye Cumhuriyeti’ni savunmaktır.
Kimsenin gücü, Talât Paşaları Hürriyet tepesinden sökmeye gücü yetmez.
Liberaller ve ortaçağ hödüklerinin gücü yetmez.
Batı’nın kapıkullarının gücü hiç ama hiç yetmez.
Bye bye great America
MELİH ALTINOK-SABAH
Artık Trump “Savaş emri vermeyen tek ABD başkanıyım” diye övünemeyecek.
En fazla “Savaşı bitirmek için savaş emri verdim” falan diye geveleyebilir.
Zira İran’ı vurarak müzakere masasını sabote eden Netanyahu’nun çenesini kapatmak için geçen gece orduya savaş emri verdi. İran’ın nükleer tesislerini bombalattı.
Saldırıların asıl hedefinin İran’ın nükleer programının ortadan kaldırılması olduğunu açıklayan Netanyahu zafer naraları atıyor.
ABD Genelkurmay Başkanı “İran halkına ve askerlerine zarar vermedik” diyor.
Ne var ki savaşın seyrini, vurulan tesislerdeki uranyumu daha önceden başka yere naklettiği bilinen Tahran’ın ABD’ye vereceği cevabın dozu belirleyecek.
Daha öncekiler gibi ABD üslerine göstermelik saldırılar mı düzenleyecekler, yoksa son İsrail saldırısında olduğu gibi şaşırtıp, gerçekten vuracaklar mı?
Diğer bir olasılık da ABD’nin saldırısının ardından Hayfa ve Tel Aviv’i vuran Tahran’ın epey yıprattığı İsrail’e yüklenmeye devam etmesi. Bir yandan da dünyadaki petrol arzının yüzde 20’sinin geçtiği Hürmüz Boğazı’nı kapatarak bölge ülkelerini savaşa zorlaması.
Şimdiden netleşen tabloda ise şunlar açıkça görülüyor:
1- İsrail, ABD ordusu olmadan kağıttan kaplan. “2.5 gerçek devlet var” denilen bölgemizde Türkiye ve Rusya’dan sonra gelen İran karşısında bile 15 günde kevgire döndüler. Tutanın elinde kalır.
2- Trump Amerikaları ikna ettiği “Amerika’yı Yeniden Büyük Yap” (Make Great America Again) hedefinin önündeki en büyük engel ne Çin ne de Rusya. İlk tehdit, gerektiğinde ABD başkanlarını bir yerinden yakalayıp, İsrail’in çıkarları için ABD halkının parasını, ordusunu kullanan çete. MAGA’cıların inandırıcılığı kaybeden Trump’la beraber yürümesi zor. Daha geniş yurtsever bir cephe için göze çarpan ilk isim Başkan Yardımcısı Vence.
MAGA’dan MIGA’ya
Süleyman Seyfi Öğün-YENİ ŞAFAK
ABD’deki MAGA’cılarla Evanjelistler arasındaki iç mücâdele, en azından şimdilik neticelendi. Mücâdelede karşı tarafın bileğini büken, Evanjelist-Neoconlar oldu. Bu kanat diğerini bastırdı ve ABD uçakları İran’daki üç nükleer tesisi vurdu. Elbette yaşadığı tahribât sebebiyle kaybeden tarafın İran olduğu hemen ve tartışmasız olarak iddia edilebilir. Ama biraz daha derinden bakılırsa, bunu aynı zamanda Trump’ın mağlûbiyeti olarak değerlendirmek gerekiyor. (…)
MAGA artık rafa kalktı. Trump artık bir aparat hâline dönüştü. Şapkasındaki MAGA’yı silip yerine MIGA yazdırsa daha iyi eder… Kaynak: Aydınlık