Memura sopa gösteren gazeteciler

AK Parti hükûmetinin Atlantikçi sıcak para ekonomisi, derinleşen krizi emekçinin ve dar gelirlinin sırtına yükledi.
Yakın zamanda kamu işçileri toplu sözleşmelerinde ilginç bir durum gördük: Devlet sözünü geri aldı.
TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, 30 Temmuz’da elindeki belgeyi gösterdi.
Çalışma Bakanlığı, 7 aydır süren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) kapsamında 18 Temmuz’da sendikalara “Oransal Artış teklifi: 2025 yılı ilk altı ay için %24; ikinci altı ay için gerçekleşen enflasyon; 2026 yılı ilk altı ay için gerçekleşen enflasyon; ikinci altı ay için gerçekleşen enflasyon; şeklinde olacaktır.” yazılı ve imzalı teklifi sunmuştu. Bakanlık daha sonra bu rakamları aşağı çeken açıklamalarda bulundu. Bakan Işıkhan da masayı terk etti. 2 Ağustos’ta çerçeve protokolüne imza atıldı.
MEMURA TEKLİFTE
ARTIŞ YÜZDE 1
Sonra sıra geldi memura. Zam pazarlığı başladı.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Prof. Dr. Vedat Işıkhan, 12 Ağustos 2025’te hükümetin ilk zam teklifini açıkladı: 2026 yılı için ilk altı ay %10, ikinci altı ay %6, 2027 yılı için ilk altı ay %4, ikinci altı ay %4 oranında artış teklif edildi.
Son teklif 18 Ağustos’ta paylaşıldı. 2026 yılı için ilk altı ay %11; ikinci altı ay %7, 2027 yılı için ilk altı ay %4; ikinci altı ay %4 oranında artış teklif edildi.
Şaka değil, gerçek bu.
AÇLIK YOKSULLUK
SINIRI ORTADA
TÜRK-İŞ’in temmuz araştırmasına göre açlık sınırı 26 bin 414 TL.
Yoksulluk sınırı da 86 bin 39 TL.
İstanbul Planlama Ajansı tarafından yayınlanan İstanbul’da Yaşam Maliyeti Temmuz 2025 araştırmasına göre, İstanbul’da yaşamanın maliyeti bir yılda yüzde 45,15 arttı. İstanbul’da dört kişilik bir ailenin ortalama yaşam maliyeti geçen yıl temmuz ayında 66 bin 933 lirayken, bu yıl temmuz ayında 96 bin 559 liraya çıktı.
KRALDAN ÇOK KRALCILAR
Son yıllarda gelir adaletsizliği bozuldu. Ama ilginç bir hava var. Hem ekonomik yük emekçiye bindiriliyor, bir de emekçi insanca yaşan istediğinde fatura ona kesiliyor.
Belediyelerdeki toplu sözleşme süreçlerinde bile böyle.
“Bu kadar da zam istenir mi?”, “İşçi bu kadar maaş alır mı”, “Memur bir şey yapmıyor o kadar zam istiyor”… İstenilen ücretler yoksulluk sınırına yaklaşmıyor bile…
Esas olarak bu duruma katılan gazeteciler de dikkat çekiyor.
Bunlardan biri Taha Hüseyin Karagöz. Şöyle bir paylaşım yaptı sosyal medya hesabından: “Memurlukta nasıl oluyor bilmiyorum ama özel sektörde insanlar anlaşamazsa istifa edip belki daha yoğun ama daha yüksek maaşlı seçeneklere yöneliyor.” Sonrasında memurun taleplerini sıralıyor.
Hükûmet kemer sıkıyor, onlara yakın gazeteciler de “beğenmiyorsanız çalışmayın” sopası gösteriyor.
Bir de özel sektörde yüksek maaşlı seçenekler varmış da, herkesi hazır bunlar bekliyormuş gibi bir hava yaratıyorlar.
Oysa gazetelerin biraz emek sayfalarına baksalar, özel sektörde yaşanan sömürünün, hak gasplarının ölçüsünün büyüklüğünü rahatça görebilirler. Tavsiyemizdir, en azından bizim emek sayfamızı takip edebilirler.
Gazeteciye emekçi, memur sopalamak, kapıyı göstermek yakışmıyor.
Kraldan çok kralcılığa gerek yok.
***