Dolar 34,8784
Euro 36,7005
Altın 3.037,86
BİST 10.112,44
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 20°C
Az Bulutlu
Adana
20°C
Az Bulutlu
Per 18°C
Cum 16°C
Cts 16°C
Paz 11°C

Fiyatlar neden düşmüyor?

Fiyatlar neden düşmüyor?
25 Temmuz 2023 13:57 | Son Güncellenme: 25 Temmuz 2023 14:03
A+
A-

Yaz ortasına geldik. Mevsimi olması, KDV’nin %1’de tutulmasına rağmen domatesin kilosu 25 TL. Sebze meyveyi zamlandıran üç etken akaryakıt fiyatları, dövizdeki artış ve işçilik giderleri. Halciler çözüm için 5 öneri yaptı.

Yaz ortası ve tam mevsimi olmasına rağmen marketlerde domatesin kilosu 25 TL. Üstelik temel gıdada KDV yüzde 1’de tutulduğu halde. Vatandaşa uygun fiyatlı meyve sebze için neler yapılmalı? Fiyatlar neden bu kadar yüksek? Konuyu sektör temsilcilerine sorduğumuzda akaryakıta yapılan zamlar ve döviz fiyatlarındaki artışın yanında işçilik giderlerindeki yükseliş tezgah ve rahları zamlandıran temel etkenler. Bunun yanında sıcak havalar yüzünden fire de artmış durumda. Ayrıca enerji ve kirada dükkan giderlerini yukarı çekiyor. 

‘OTOMASYONA KAFA YORMALIYIZ’

İstanbul Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (İHBİR) Yönetim Kurulu Başkanı Kazım Taycı: Akaryakıt ve enerjiye gelen zamlar, iğneden ipliğe etrafımızda tükettiğimiz ve kullanmakta olduğumuz her şeyin fiyatına anında yansıyor. Çünkü, domatesin ekimi-dikimi esnasında da onların bulunduğu yerden başka illere taşınmasında da marketlerde sunulmasında da dahil olmak üzere hayatımızın her yerinde bu artışları görebiliyoruz. Ayrıca, çalışan maliyetleri çok yüksek. Anadolu’daki çiftçimiz de buradaki üreticilerimiz de açıkça insan maliyetini ve insan faktörünü daha aza indirgemek için daha fazla ekipman ve otomasyon üzerine ciddi bir kafa yoruyorlar. Birincisi zaten insanı bulmakta zorluk çekiliyor, ikincisi bulduğun insanla da ilgili çok ciddi maliyet sıkıntıları var. Ülkemizde ciddi bir enflasyon var. Enflasyon oranlarının yüzdelerinin bu durumda olduğu bir yerde hiç kimse herhangi bir materyalin, ürünün fiyatının yerinde durmasını beklememeli. Hareketin olması son derece doğal. Dolayısıyla fiyatları stabil hale getirebilmemiz için yapmamız gereken şeyler bir kere enflasyonla mücadele olmalı. İkincisi en ana girdi unsurlarımız olan akaryakıtın, enerjinin, tohumun insanın ve gübreleme dediğimiz unsurların da stabil olması lazım ki bunlar daha uygun fiyatlarla sofralarımıza gelebilsin. Çünkü bunun taşınması, aktarılması, ekilmesi ve toplanması ayrıca, yemek yediğimiz sofraya gelene kadar akaryakıtın çok büyük etkisi var.

İTHALATA BAĞIMLILIK ETKİLİYOR

 TÜİK’in açıkladığı haziran ayı enflasyon verilerine göre; 12 aylık enflasyon yüzde 60’larda. Reel faizlere bakacak olursak bu aslında çok rahatlıkla 80-85’lerde falan bu şu anlama geliyor. Bugün 100 liralık bir eşya ne kadar önemli veya önemsiz olduğuna bakmaksızın bu yıl sonunda 160 lira anlamına gelir. Fiyat artışlarında, birincisi yüzde 60 enflasyonun olduğu bir yerde zaten gıda fiyatlarındaki en önemli sıkıntı enflasyonun etkisi. İkincisi akaryakıt ve enerji maliyetleri. Biz, akaryakıt ve enerji konusunda dışa bağımlıyız. Bu da kurlarla çok doğru orantılı. Geçen akaryakıt fiyatlarında bir anda 6-7 TL’lik bir artış gerçekleşti. 1.5-2 TL daha bir artış bekleniyor. Bunlar tamamıyla kur odaklı. Enerji akaryakıt ve birçok konuda ithalata bağımlı olmamız ve bunların fiyatlarının kurlarla doğrudan bağlantılı olması hem enflasyonu olumsuz etkilemekte hem haricen ülkemizin yine yüksek enflasyonla uğraşıyor olmasından dolayı bu ürünlerin fiyatlarının bu oranlarda, yeri geldiğinde biraz daha üzerinde olması doğal bir durum.

BAYRAMDA 9 TL’YE DÜŞMÜŞTÜ

Antalya Ticaret Borsası ve Antalya Tarım Konseyi Başkanı Ali Çandır: Domates üretiminin yoğun olarak yapıldığı Antalya sahil kuşağında temmuz ayı itibarıyla üretim sezonu bitti. 10 Temmuz sonrasında ise yayla kuşağı diye tabir ettiğimiz Antalya Elmalı ile Burdur Tefenni ve Gölhisar ilçelerinde hasat başladı. Önümüzdeki günlerde ise Antalya Korkuteli Kayabaş ve Burdur Söğüt’te hasat başlayacak. Domates fiyatı kurban bayramı öncesi 9 TL’ye kadar düşmüştü. Ancak yaşanan geçiş dönemi nedeniyle ürün miktarının azalmasına bağlı olarak fiyatlar yükseldi. Fiyatlar bölgemizdeki hasadın ağustos itibarıyla tam olarak başlamasıyla eskisi kadar belirgin düzeyde olmasa da gerileyecektir. Antalya Ticaret Borsası olarak Antalya hallerinden her ay düzenli olarak hazırladığımız hal endeksi, domates, meyve ve sebzedeki miktar ve fiyat hareketlerini gösteriyor. Haziran ayı Hal Endeksinde, domates miktar endeksi yıllık yüzde 56.88 azalırken, fiyat endeksi yüzde 124.91 artış gösterdi. Sebze miktar endeksi yıllık yüzde 43.56 azalırken, fiyat endeksi ise yüzde 101.49 arttı. Meyve miktar endeksi yıllık yüzde 58.92 azaldı, fiyat endeksi ise yüzde 118.28 artış gösterdi.

‘UCUZ ÜRÜN TÜKETMEK MÜMKÜN DEĞİL’

Her geçen gün artan üretim maliyetleri nedeniyle ucuza domates, yaş sebze ya da diğer ürünleri tüketmek artık mümkün görünmüyor. Ancak bazı önlemlerle ürünlere uygun fiyatla ulaşım sağlanabilir. Bunun için, tarımsal üretim ve nakliye aşamasında kullanılan akaryakıt için özel bir tarife geliştirilmelidir. Uygun prim ödemesi başta olmak üzere tarıma özel bir sosyal güvenlik modeli tasarlanmalıdır. Tarım sektöründe ciddi bir maliyet unsuru olan uzun vadeli ve yüksek vade farklı tedarik uygulaması yerine üreticinin ihtiyaç duyduğu tedariği sağlamak üzere bir dijital portal tasarımı gereklidir. Böylece üretici ihtiyaç duyduğu girdileri, en az yüzde 30 finansman maliyeti olmaksızın uygun fiyatla tedarik edecek ve sıfır reel faizle bu portalın kredi olanağından faydalanacaktır. Yaş meyve sebze sektörünün üretim yoğunluklu bölgelerinde sektördeki kayıpları ve verimsizlik kaynaklarını minimize edecek bir değer zinciri kurgulamalı ve uygulamalıdır. Belirli üretim merkezlerinde kümelenmeyi sağlayacak ortak standartlara uygun işleme, depolama ve lojistik yatırımlarının yapılması için projelendirme ve kamu finansmanı ile uygulamaya ihtiyaç bulunmaktadır. Böylece doğru sınıflanmış, standartlara uygun işlenmiş ürünlerin dijital bir platformda ticaretinin yapılması, ürünlerin minimum elleçleme ve fiziki hareketlenmeyle nihai alıcıya soğuk zincir ile ulaştırılması mümkün olacaktır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.