Tehlikenin farkında mısınız? / Ali Rıza Özkan

Türkiye hızla mezhepçi ayrışmaların ve çatışmaların ortasına itiliyor! Sosyal medyada bazı fitne odakları Alevi-Bektaşilere hakaret ederken, asimetrik bir eksende üstüne “Alevi” elbisesi giyen bazı aymazlar ve CHP’de süregiden iç savaşta, Alevileri kriminalize ederek kazanacağını sanan bazı ahmaklar da mezhepçilik fitnesini kışkırtmaktan çekinmiyorlar!<br>Mezhepçilik Fitnesinin Asıl Hedefi<br>Daha önce de defalarca yazdım: Mezhepçilik fitnesinin asıl hedefi Sünni canlarımızın öfkesini kışkırtmaktır! İster “dindar Müslüman” görünümlü, ister “laik, liberal, batıcı” görünümlü, isterse “sol, sosyalist, ateist” görünümlü olsun, planlanan “proje” Alevi canlar ile Sünni canları karşı karşıya getirmektir.<br>Tunceli’nin Ovacık ilçesinde DAD Eş Başkanı Kadriye Doğan ile Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu Hessen Eyaleti İnanç Kurulu Başkanı Ali Ekber Erdem’in, DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat’ın sosyal medya hesabından ortaya attığı “Munzur gözelerinde mescit yapıldı” yalanı bahanesiyle gösteri yapması ve olayı sosyal medyada kampanyaya dönüştürme çabaları ile, El Cezire kanalının muhabiri Amal Zaamta’nın “Aleviler, şarapçı sahabe düşmanları, varlıkları sorun. Birbirlerinin kadınlarıyla zina etmeyi mübah görürler” sözleri ile TikTok hesabında video yayınlamasının hedefi aynıdır: Alevi ve Sünni canlarda öfke yaratıp çatışmaya zemin hazırlamak!<br>DAD kimdir? Terör örgütü PKK’nin liderlerinin fotoğraflarını şubelerinde asan bir sözde Alevi örgütü! Almanya Alevi Birlikleri Federasyonu ise, bir süredir Ali’siz Alevilik kara propagandasını yapanların yönetimi ellerine geçirdikleri bir örgüt! Amal Zaamta ise, Muaviye’den aldıkları Ehl-i Beyt düşmanlığı mirasını Araplar arasında halen canlı tutma gayretinde bir nefret objesi! Türkiye’yi karıştırmak, mezhepçi bir çatışma ortamı yaratmak için kimler kimlerle iş tutuyor, iyi anlamak zorundayız. Bunları anlamaz isek, biz Alevilere ve ülkemize kurulan tuzağı deşifre edemeyiz!<br>CHP İç Savaşında Alevilik Kimliği<br>Kendisini “ülkenin kurucu partisi” olarak sunan CHP’de kıyasıya süren ve artık siyasi rekabet olmaktan çıkıp iç savaşa dönüşen çatışmada, birisi eski Kültür ve Turizm Bakanı olmak üzere 3 ayrı konuşmada duyduklarımız akıl, izan sınırlarını aşmıştı!<br>Fikri Sağlar, Kılıçdaroğlu’nu kötülemek için şu sözleri kullandı:<br>“Kılıçdaroğlu’nun yaptığı Yavuz Sultan Selim’in yaptığından daha büyük kötülüktür… Alevi-Bektaşi inancına sahip bir insan olarak da bunu altını çizerek söylüyorum çünkü 13 yıl Alevi Bektaşileri sömürerek işbaşında kaldı Kemal Kılıçdaroğlu.”<br>Gazetenin CHP iç savaşında önde gelen silahşörü Orhan Bursalı ise, Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik olarak şunları söyledi:<br>“Aleviler siyasi cemaati oluştu, CHP umurlarında değil…”<br>Yine TELE1’in sahibi ve genel yayın yönetmeni Merdan Yanardağ da, CHP içindeki iç savaşta taraf olmuş ve Kılıçdaroğlu’nu eleştirirken şöyle demişti:<br>“Bunun bir ihanet olacağını düşünüyorum, elbette öyle. Yani yok piro vesaire bilmem ne, Alevi bilmem ne, işte dede filan… Yani bu edebiyatla bu iş olmaz. Alevilerin hainleri çoktur; tıpkı diğer milletlerin ve inançların olduğu gibi olur.”<br>CHP İç Savaşının Stratejisi<br>Açıkça görülüyor ki, CHP iç savaşında Ekrem İmamoğlu/Özgür Özel tarafı, Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı saldırısında onun Alevi inancını silah olarak kullanıyor! Bu yöntem sadece CHP içindeki Alevileri dışlamakla kalmıyor, Alevi olmayanları da konsolide ediyor. CHP yönetimi genel merkez yapısını Aleviler üzerinden yeniden dizayn ediyor.<br>“Alevilik Alerjisi”ni Kim Enjekte Etti?<br>ABD’nin think-tank kuruluşu American Enterprise Institute (AEI)’ün kıdemli uzmanı ve eski Pentagon yöneticisi Michael Rubin, Kılıçdaroğlu’nun Alevi kökeninin Cumhurbaşkanı seçiminde olumsuz rol oynayacağını iddia etti. Ardından Ruşen Çakır, Ahmet Şık ile söyleşi yaparak bu fikri Türkiye’ye taşıdı. Şık şöyle dedi:<br>“Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Alevi olmasının Türkiye toplumu ve siyaseti için bir mesele olduğunu kavrayarak hareket etmesi gerektiğini düşünüyorum.”<br>Levent Gültekin, İsmail Küçükkaya ve diğerleri de aynı fikirleri yaydılar. Dolayısıyla, Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğini sorun olarak gösterenler, büyük ölçüde “muhalefet” çevrelerinden çıktı ve muhtemelen farklı bir ismi aday göstermek için bunu yaptılar.<br>Tarihten Tanıdık Yöntem<br>Soğuk Savaş döneminde, özellikle 1960’lı yılların ortalarından itibaren ABD ve NATO’nun Türkiye siyasetine müdahalesiyle benzer yöntemler uygulanmıştı. O dönemde Alevi kökenli seçmen CHP’ye yönlendirilmiş, Sünni seçmen ise merkez sağ partilerde havuzlanmıştı. Bugün CHP iç savaşında uygulanan yöntemin asıl sahipleri bilinmese de, Aleviler açısından bu ayrışmanın bedelini yine biz ödeyeceğiz.<br>Devletin Toplumsal Bütünleşme Adımları<br>FETÖ darbe girişimi sonrası emperyalizme karşı iç cephe güçlendirilmezse, toplumsal şantaj ve kışkırtmalara maruz kalabileceğimiz öngörüsüyle toplumsal bütünleşme projeleri başlatıldı. Aleviler olarak sevinçle karşıladığımız bu projelerin sonuçları:<br>Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’nın kurulması,<br>Cemevlerinin imar ve büyükşehir planlamalarına dahil edilmesi,<br>Belediye kanunlarıyla cemevlerinin yapımı, bakım ve onarımının büyükşehir belediyelerine verilmesi,<br>Elektrik Piyasası Kanunu ile cemevlerinin elektrik giderlerinin devlet bütçesinden karşılanmasıdır.<br>2025 verilerine göre, faal 2105 cemevinin 1700’ünden fazlası bu imkanlardan faydalanmak için başvurdu. 700’ün üzerinde cemevinin bakım-onarım ve tefrişat talepleri karşılanmış durumda.<br>Sonuç ve Uyarı<br>Alevi Bektaşi canlarımız büyük ölçüde devletin toplumsal bütünleşme girişimlerini benimsemiş ve desteklemiştir. Ancak tam bu noktada, Aleviler üzerinden nefret söylemlerinin artması ve toplumsal çatışmayı tetikleyecek girişimlere karşı dikkatli olunmalıdır. Bu söylemler bireysel nefret değil, planlı bir operasyonun parçasıdır. Devletin erken uyarı mekanizmaları devreye sokulmalı ve Türkiye’de mezhepçilik üzerinden yeni bir fay hattı oluşmasına izin verilmemelidir.