Dolar 38,4762
Euro 43,8801
Altın 4.096,99
BİST 9.224,84
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 27°C
Çok Bulutlu
Adana
27°C
Çok Bulutlu
Çar 20°C
Per 23°C
Cum 22°C
Cts 23°C

Deprem kültürü var mı?

Deprem kültürü var mı?
27 Nisan 2025 20:12
A+
A-

Televizyonlarda günlerdir deprem hakkında uzman olan da olmayan da görüş belirtmeye devam ederken, bu durum artık tabir yerindeyse kabak tadı vermektedir.
Televizyonlarda konuşan uzmanlar son derece bilimsel konuşsa da bu durum sokaktaki insanların pek umurunda değil.
Bu durumda uzmanları rahat bırakmak, vatandaşı da doğru yönlendirmek gerekmektedir.

Depremin şiddeti ile harekete geçilecekmiş gibi tartışmalar devam ediyor.
Deprem ülkesi olduğumuz konusunda herkes hemfikir olmasına rağmen, deprem kültürü oluşturmak konusunda yetersizlik devam ediyor.
Bugün toplumun önündeki temel sorun depremin şiddeti değildir. Yanlış sorulara doğru yanıtlar bulmaya çalışılıyor.
Televizyonlar halka jeoloji dersi vermeye devam ederken bir anda başka kanala zapping yapıyoruz.
Bize gerek olan şey, deprem ile ilgili jeolojik bilgiler değil, deprem kültürü oluşturmaktır.

Deprem doğal bir afet olmasına rağmen yarattığı sonuçlar toplumsal sorunlara yol açmaktadır.
Olay toplumsal sorunlara yol açıyorsa, buna müdahale için kamu politikası ve planlama yapılması zorunludur.
Bunu da gerçekleştirecek olan kuvvet Devlet’tir.

Bugün Devlet’in iki temel görevi vardır:
1- Deprem kültürü oluşturmak
2- Kentleri dönüştürmek ve depreme dirençli hale getirmektir.

1999 Gölcük Depremi az da olsa bir aydınlanma etkisi yaratmasına rağmen, etkisi yaygınlaştırılmadı.
Çünkü bilmek ile kavramak farklı şeylerdir.
Toplum, deprem konusunu bilmesine rağmen olayı kavramakta sorunlar yaşamıştır. Kavratacak olan da Devlet’tir.

Hem depreme önlem alınmasında hem de kavratılmasında oldukça geç kalınıyor.
Bu iş, televizyonlardaki kısır tartışmalara, reyting uğruna kavga ve gerilime bırakılmayacak kadar önemlidir.
Bugün tartışılması gereken temel sorular “Nasıl bir deprem kültürü oluşturacağız?” ve “Nasıl bir kentsel dönüşüm yapacağız?” sorularına yanıtlar bulmaktır.

Ancak ne Devlet’te ne de Medya’da bu yönde bir eğilim var.
Geleceği inşa etmek varken, siyasi çekişmelerin, vizyonsuzluk ve misyonsuzluğun çıkmazındalar.
Diğer yandan da serbest piyasacılık ve kârlılık anlayışı toplumu esir almaktadır.

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.