Dolar 32,5668
Euro 34,9970
Altın 2.425,42
BİST 9.722,09
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Adana 32°C
Az Bulutlu
Adana
32°C
Az Bulutlu
Cum 32°C
Cts 32°C
Paz 33°C
Pts 29°C

Ucuz gıda üretimle olur

Ucuz gıda üretimle olur
27 Eylül 2021 09:39
A+
A-

Artan girdi maliyetleri üreticiyi ekimden vazgeçiriyor. Üstüne kuraklık da eklenince birçok üründe arz sıkıntısı ve verim kayıpları yaşandı. Gıda fiyatlarındaki artışın nedenlerini Güvenilir Ürün Platformu Genel Sekreteri Elif Attepe ve Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis’e sorduk

Gıda fiyatları, dünya çapındaki emtia fiyatı artışına paralel olarak yükseliyor. Salgınla birlikte tedarik zincirindeki kaymalar, konteyner taşımacılığında fiyatların katlanması, bazı temel gıda maddelerinin tedarikçisi ülkelerin ihracata kota koyması, iklim değişikliği yüzünden kuraklığın baş göstermesi gibi nedenler gıda güvenliğini gündemin üst sıralarına taşıdı. Gıda fiyatlarındaki artışın nedenlerine ilişkin Aydınlık’ın sorularını cevaplandıran Güvenilir Ürün Platformu Genel Sekreteri, gıda mühendisi Elif Aşlamacı Attepe, “Tarımsal üretim girdileri kadar gıda üreticilerinin girdi fiyatları da çok yüksek. Bu durum ürünün üretim maliyetlerini artırıyor. Özellikle tarımsal üretimde yem, gübre, mazot, elektrik, su vb. fiyatlarının yüksekliğini konuşurken gıda üreticilerinin de sürekli artış gösteren hammadde, işçilik, ambalaj, finansman giderleri vb. toplam maliyetin sürekli yükselmesine neden oluyor.” dedi.

KOOPERATİFLER GÜÇLENDİRİLMELİ

“Üretici yaşayabilecek oranda bile kar koysa son satış fiyatları yükselmiş olarak karşımıza çıkıyor. Zirai ürünlere desteklerin yetersiz oluşu, ithalat izinleri, gümrük vergilerinin düşürülmesi ya da sıfırlanması ve bazı ülkelerin bazı ürünlerimizin girişine yasak uygulaması da fiyatların artmasına ya da üreticinin üretimden vazgeçmesine neden oluyor.” ifadelerini kullanan Elif Aşlamacı Attepe, sözlerini şöyle sürdürdü: “Üretimden vazgeçilmesi bana göre sonuçları ülkeler için en tehlikeli kabul edilecek kalemlerin başında geliyor. Biz ülke olarak bazı ürünlerimizde bu nedenle çok önemli arz kayıpları yaşadık ve hatta ürünlerimizi kaybettik. Bu konu çok önemli üreticiyi üretime teşvik etmek ve bunun için desteklemek gerekiyor. Kooperatifçilik gibi modeller üretimin sürdürülebilmesinde desteklenmesi ve geliştirilmesi gereken modeller. Sadece zincir marketleri suçlamak gerçekçi değil. Evet tekelleşen marketlere düzenleme getirilmesi gerekiyor ancak üretimin sürdürülebilirliği sağlanmadan fiyatları kalıcı olarak düşürmek imkansız. Üretim kooperatiflerini güçlendirmeli ve tüketici ile buluşturmalıyız.”

MALİYET ARTIŞINA KURAKLIK EKLENİNCE…

Reis Gıda Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Reis ile konuştuğumuzda fiyatlardaki artışın birden çok nedeni olduğunu vurguladı. “Arzda sıkıntı var ama zaten yeterliliğe baktığımızda hububat ve bakliyata nohut haricinde yüzde 80-85 arasındaydı. Buğday da yüzde 85-100’dü.” diyen Mehmet Reis, fiyat artışlarının nedenlerini şöyle açıkladı: “Birincisi pandemi çok etkiledi. İkincisi Türkiye ve dünyada kuraklık sorunu var ve verimde azalış var. Girdi maliyetlerindeki artışlar en önemlisi. Üretici, maliyetler yüzünden ürün ekmekte sıkıntı yaşarken hava olayları da cabası oldu. 40’a yakın ilimizde kuru tarım yapılan alanlarda ciddi rekolte azalışı oldu. Arzdaki sıkıntıya ek olarak talep artışı var. Bazıları abartılı oldu kırmızı mercimekte olduğu gibi ama buğday, nohut ve yeşil mercimekte kendini hissettirdi. Yurt dışında da fiyatlar arttı. Buğday ve sıvı yağ başta olmak üzere FAO’nun açıkladığı verilere göre fiyatlar son on yılın zirvesinde. Bu zamana kadar bu navlun, konteyner sıkıntısı yaşanmamıştı. Navlun 3-4 kat pahalandı.”

DÖVİZ ARTINCA GİRDİ MALİYETİ ARTIYOR

Tarımda kendi kendine yeterli olmayan ülkelerin gıdadaki küresel sıkıntıdan daha çok etkilendiğini belirten Mehmet Reis, rekolte netleşmeden “şu oranda kayıp oldu” gibi spekülatif bazı söylemlerin de fiyatlarda etkili olduğunu not etti. “Bir üründe bir sıkıntı varsa nedenleri üzerinde durmak lazım.” diyen Mehmet Reis, döviz kurlarındaki artışın etkisine yönelik sorumuz üzerine şunları söyledi: “İthal ettiğiniz ürünü dövizle zaten alıyorsunuz. Girdi maliyetlerinin hepsi dövize endeksli. Döviz artışı olduğunda girdi maliyetlerinin yukarı çıkmaması imkansız.”

ÜRETİM ARTIŞI SAĞLANMALI

Üretici fiyatlarına bakınca tüketici fiyatları ile arasındaki makasın açıldığına dikkat çeken Mehmet Reis, “Üretici daha yukarıda tüketici daha düşük. Üretici maliyetlerindeki artışı yönetmeniz, rafa yansımaması zor görünüyor. Üretimde artışı sağlayacak çalışmalar yapmak lazım. Bu sene tedbir aldık diyelim ama seneye, ondan sonraki seneye… Küresel iklim değişikliğini dikkate alarak kuraklığa dayanıklı, suyu az isteyen tohum çeşitlerine geçmek lazım. Konya’da obruklar oluşuyor. Kalıcı, sürdürülebilir planlamalar yapıp, ülke olarak su hasadı yapmamız lazım. Suyun yüzde 75’i tarımda kullanılıyor” önerisini yaptı. Reis Gıda’nın yakın zamanda kuraklığa dayanıklı, daha az su isteyen ürün konusunda çalışmalar yaptığını da öğrenmiştik. Bu konuyu da Mehmet Reis’e sorduk. Reis, “Çeltik ekimini yaptık. Nohut, fasulye ve mercimekte çalışmalar yapıyoruz.” bilgisini paylaştı. (Kaynak: Aydınlık

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.